31 Ağustos 2011 Çarşamba

Shet

Ya ben var ya, harbiden salağım ha!

Bu salak Murtaza beni deli ettikçe ben öyle ağzına pamuk tıkılmısö sıkıtdan patlamaya hazır bir halde, iki büklüm ve somurtmaktan suratım ağrıyarak duruyorum ve bekliyorum ki geçsin bu sıkıntım da işime döneyim bi an önce. Ya ben biliyorum ki içimdeki bu pamuk yutmuş hissiyatı yazdıkça geçiyor, e o halde niye yazmıyorum ya blog? Ya ben harbiden salağım ha! Ben ne güzel yazar yazardım derdimi tasamı, yazdıkça içimden çıkarır kenara koyardım, şimdi neden yapmıyorum böyle?



Ya neyse akıl edebildim sonunda yeniden yazmayı.

Galiba içime çok dert oldu bi türlü Güney Afrika yazısı ve daha birçok başka şeyi yazamayışım da o yüzden güncel meselelere gelemiyorum. Bi de böyle kaliteli, ilginç yazılar olan bi blog olsun istedim burası, nedense? Bi de bi de bi dolu yazım hatası yapıyorum, sonra da hızlı hızlı okumaya alışkın olduğum için yazdıklarımı ne kadar okursam okıyım kolay kolay göremiyorum o hataları, ama sonra yazıyı yazışımın üzerinde 3-5 ay geçip de yeniden okuduğumda bi dolu hata görüyorum ya... hah işte bu yüzden bi de istiyorum ki vaktim bol olduğunda yazayım ki sonrasında okuyayım güzel güzel düzeltmeler yapayım...

aman yahu, bu blog açıldığından beri seksen kere format değiştirdi sanırım.

Ben yine iç dökmelerime başlayalım burada, belki bu gazla arada yazmak istediğim oricinal yazılarımı da döktürürüm belki, belli mi olur?

Bak yazdıkça yazasım geliyo. Aklımdaki birkaç şeyi hemen yazıyım da kurtulayım bari.
1- Tutsi ve Leah'cım beni bloggerın enlerinden seçmişler. Kendilerine çook teşekkür ediyorum. Yazabileceğimi bilsem hemen kendimi mimlenmiş varsayardım ama ne yazık ki olmayacağını biliyorum. Zaten milleti zilyon tane kimse izliyor. Beni hem az kişi izliyo hem de kimseden yorum yok. yani yazsam da pek reklam olmazdı zaten.

2- Pippi haşmet'e söz verdim her yazısına yorum yazıcam diye. Okuyup da yorum yazmadan geçmiyim diye de kendime şart koşmutşum yorum yazamayacaksam okıyım diye. Amma mallık etmişim, yüzbin yazı yazdı hatun, ama ben hala okumadım. Aslında okumak için yanıp tutuşuyorum ama bi kere ofiste eşşek kadar ekranda blogları pek rahat okuyamıyorum, her an birisi gelecek endişesiyle. İkincisi, google reader salağı bi türlü uyum sağlayamadı benim telefonumla. İphone'de güzel çalıştığını bildiğiniz bir reader uygulaması varsa haber ederseniz pek makbule geçer. Ha ama işte üçüncüsü de, readerdan okusam da yorum yazmak için bloga gitmek gerek ki bu da telefondan çok kastrıyor.

3- Twitter'ı insanlar ne kadar mikro blogging için kullanıyo bilmiyorum ama ben öyle yaptığımı fark ettim geçenlerde. Harbiden de blog yazmaya vaktim/fırsatım olmadığında çok çok twit yazdım. Bi ara o twitleri ardarda koymaya fırsatım olursa buraya yapıştırıcam. En azından herşey derli toplu halde bir arada dursun istiyorum.

Amaaan, o kadar çok şey istiyorum ki zaten ben bu sıralar!
Mesela bi an önce şu gereksiz İrlanda vizesi hallolsun istiyorum. Yeniden düzgün bi Almanca kursuna gidebileyim de Almancam da artık akıcı olsun ve yeni bir dil öğrenmeye başlayabileyim istiyorum. Kış gelsin ve ben şömine önünde hem sevdiceğe hem de kendime çook güzel kazaklar öreyim istiyorum. Artık kilo vereyim ve özüme döneyim istiyorum. Zerrin'cim bi an önce gelsin ve evimi, işimi, irlanda'yi görsün, birlikte olalım, başbaşa olalım istiyorum. Evime bi dolu misafir gelsin istiyorum. Couchsurfer'lar gelsin bol bol kalsın istiyorum. Şu salak Murtaza adam olsun da gereksiz triplere girmesin istiyorum. Kedilerimiz her yemekte kıtlıktan çıkmış gibi birbirlerinin mamasına saldırmasın, ben onları yerlerine götürmeye çalışırken beni tırmalamasınlar istiyorum. Bol bol kitap okuyayım istiyorum...

Oyh.. böyle işte. Murtaza'nın beni neden darladığını yazamadım henüz ama bak yine de içim aydınlandı az biraz =)

Sahi ya bu arada benim çoook hızlıca IDL öğrenmem gerek, var mı yardım edebilecek kimse?