28 Ağustos 2009 Cuma

benim

Etrafıma sinirlenip yazıp yazacağıma lanet ettiğim zamanlardan birisini daha yaşadım. Vakit geçtikçe o kadar özlüyorum ki buraya yazmayı bir kez daha "canımı sıkanların canı cehenneme" diyip yazasım geliyor. O kadar uzun uzun yazacak vaktim de enerjim de yok belki ama yine de ellerim gidiyor işte klavyeye, yazmak istediklerimi yazmamış olsam da, gün içinde girip girip bakıyorum kaç kişi uğramış evime diye. Sanırım Bonn'daki odamdan sonra en benim olan evim/odam/mekanım, her ne ise işte, benim burası.
"Ne kadar söylersen söyle, söylediklerin ancak karşındakinin anlayabildiği kadardır."
Bu sadece karşındakinin anlama kapasitesi ile ilgili bir durum değli aynı zamanda karsındakinin anlayacağı dilde konuşman gerektiğinin de bir ifadesidir aslında ama anlayana.

26 Ağustos 2009 Çarşamba

Nereye?


Dünya dönüyor sürekli ama kafamızı gökyüzüne kaldırmazsak bunu anlamamız imkansız kadar zor.

Bazı gerçekler çok kesin ve net ama farkedebilmek için doğru yere bakmak gerek.