Sabah sabah Murtaza beni kendi kuyusuna çekti ve onunla birlikte Finlandiya büyükelçisi ve ordaki UK büyükelçisini ağırlamam gerekti. Halbuse oturup çalışacaktım güzel güzel ve sonra da CouchSurfer'ımızı uğurlayacaktım. Murtaza kendisine eşlik etmemi istediğinde ilk gözüme ilişen yarısı dökülmiş koyu gri ojelerim oldu. Neyse ki ofıste hazırda bekleyen bir şişe asetonum ve hızlı kuruyan beyaz ojeden vardı da, hemen bir cila çektim ellerime.
Fazla uzun sürmedi milleti gezdirmece (bu arada farkettim ki iyi ki Murtaza yapmıyor halk günlerindeki turları, hiç düzgün anlatamadı tarihçeyi, ben bile daha iyi anlatırdım) ama yine de yolcu etmeye yetişemedim. Sorun değil, sevdiceğin orda olması da yetti benim içimi rahat ettirmeye. Sonrasında gidip irlanda poundlarını ingiliz poundlarıyla değiştirdik. Çok ilginç geliyor bana, burda her banka kendi parasını basabiliyor. Yani ülkenin tek bir parası yok, çeşit çeşit... Ama öyle olunca da bu paraların tüm UK içinde güvenliği zor oluyor tabii. Bi de ben salak gibi bu irlanda paralarını değiştirmeyi unutup Türkiye'de bozdurmaya kalktım ve tabii ki döviz bürosu bu para burda geçerli değil deyince mal gibi kalakaldım. E boşuna dememişler bir musibet bin nasihatten yeğdir diye. Bu söz özellikle benim gibi burnunun dikine giden ve ben herşeyi bilirimciler için söylenmiş olsa gerek. Neyse canım, bak şimdi yolculuğa 4 gün var ama biz hazırız =)
Sonrasında tüm öğlemolası boyunca teyzeme hediye aradım ama bulamadım. Ne alsam beğenmeyecek gibi geliyor. En sonunda bir mutfak önlüğünde karar kıldım ama onu da beğenemedim. Acaba kumaş olup da elini kurulayabileceği gibi bişiy mi ister yoksa kalın plastiğimsi olup da bulaşık yıkarken göbişini ıslanmaktan kurtacak bişiy mi bilemedim, alamadım sonunda. Her zamanki gibi Zerrincim'in ve Haydut'umun çok seveceği bi dolu şey buldum ama almadım. Geldikleri zaman onlarla birlikte gezip alıcam diye avutuyorum kendimi nicedir. Yoksa tüm irlanda'yı taşımam gerekecek.
Dün zilyon tane pul alıp postaya hazırladığım bir tomar kart hala çantamda duruyor. Umarım yarın bi zahmet sekreterin masasına koyucaz da postacı geldiğinde alacak.
Son 2 haftadır über iş çıkartıyorum, aman maşallah deyin nazar değmesin. Yolculuk öncesi Murtaza'yı olabildiğince memnun etmek gerek.
Yarın sabahtan da Belfast yolları görünüyor bana. Bakalım bakalım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
İki kelam etmeden gittiğinde üzülüyorum ben.