25 Aralık 2009 Cuma

Yoğun ve yorucu ve hasta bir gün. Pek koşturmacası olmasa da işleri yetiştirmeye çalışmanın stresiyle gergin. Birlikte yapılan bir ilk daha... Hasta gözler ve kırmızı bir burun... Erken gitmesi gerekti bir an önce iyileşebilsin diye. Koridorda onu beklerken ben, çalışma odasına gitti, eşyalarını toparladı, paltosunu giydi, yanıma geldi koridora. En uslu öpücüklerinden kondurup gitti yavaşça. Yalnız kalmanın değil ama onun hasta olmasının verdiği buruklukla geri dönünce çalışma masama, gördüğüm minicik bir not ve onun el yazısı... sabaha karşı yapraklarına çiğ düşen bir papatya gibi hissettim kendimi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki kelam etmeden gittiğinde üzülüyorum ben.