Her ne kadar benim Kore biletim bedavaya gelmiş olsa da tabii ki sevdiceksiz gidecek değildim. Ama onunla aynı uçakta uçmayı ummak da biraz gerçek dışı bir hayal olacaktı tahmin edebileceğiniz gibi. Sonunda onun biletini de hallettik bir şekilde, Kore'de ve Japonya'da (bir geceliğine de feribotla Japonya'ya geçmeyi planladık) kalacak yerleri CouchSurfing'den (kısaca anlatmak gerekirse tanımadığın insanların kanepelerinde kalıyorsun, sadece insanlık namına) ayarladık, gezeceğimiz yerlerin planını yaptık ve baş başa bu ilk keyif amaçlı gezimizin adını "gecikmiş balayı" koyduk. Hem sevdicekle başbaşa ol, hem işle ilgili hiçbir zorunluluk olmasın, hem de kredi kartları olabildiğince temiz bir şekilde kırtasiye cennetine git. E ben buna balayı demiyim de ne diyim?
Kore yolculuğum boyunca gün be gün blog yazmayı ne kadar istesem de bunu gerçekleştiremeyeceğimi, oradaki kısıtlı vaktimi bilgisayar başında geçirmekten hoşlanmayacağımı biliyordum. O nedenle bu defa kendime bir gezi defteri yaptım. Sonradan anladım ki çok yerinde bir karar olmuş. Defteri yazacak hiç vaktim olmadıysa iki arada bir derede alışveriş merkezinde tuvalete girdiğimde yazdım. Evet sevgilim yaptım bunu =)
Yolculuk öncesinde görmek istediğim yerleri, nasıl gidileceğini, kalacağımız evlerin adreslerini ve iki haftalık planımızı basitçe görebileceğim bir takvimi de bu deftere not etmiştim zaten. Şimdi okuyacaklarınız da işte bu defterde yazanlar. Tabii ki arada eksikler olduğunu fark edersem, işinize yarayacağını düşündüğüm bilgileri de eklemeye çalışacağım. Ama metinlerin akışını bozmamak adına bunu sona da bırakabilirim, henüz emin değilim. Defterin bir güzel yanı da her gittiğim yerde toparladığım hatıra niteliğindeki şeyleri derli toplu tutması oldu. Mesela Korece yazılmış bir lokanta menüsünü bu deftere iliştirmesem yıllar sonra kim bilir nerden çıkacak ve belki de atılacaktı. Örneğin fotoğrafta gördüğünüz biletler ve kağıt kahve bardağı =)
İşte defterin ilk günü... Araya Twitter notlarımı da sıkıştırdım. Bence fena olmadı. Siz ne dersiniz?
01.04.2012
1 haftalık Manchester-NAM2012 koşturmacasının ardından Birmingham'a geçtik 1 geceliğine. Valizleri yeniden düzenledik, azıcık dinlendik. Sevdiceğin Seoul uçağı Amsterdam aktarmalı, neyse ki transit vize gerektirmiyor. Uçağı tam vaktinde kalktı, GMT 01:40. Benim 16:05 uçağım ise 2 saat rötarlı, İstanbul'a geldi. Rötar sıkıntı olmadı, bu arada Dicıl ile gezindik, birer kadeh bişiyler içtik. Ben winter berries cider, Dicıl da Smirnoff ice fanatiği =)
Duty free'de parfümlere bakınırken ben bir kez daha aşık oldum Miracle'a. Bu kadar pahallı (£42) olmasaydı keşke.
Birmingham-İstanbul uçuşu sırasında önceden telefonuma indirmiş olduğum Seoul uygulamalarına baktım. Seoul'da yapacak zilyon tane şey var. Umarım vakit yeter.
16:05 uçağı 2 saat rötar yapınca İstanbul-Seoul uçağı öncesi lounge'da geçirecek vaktimin kalmadığına üzülmüştüm. Derken TSİ 00:45 uçağı da 1,5 saat rötar yapınca koşa koşa lounge'a gittim tabii ki. Ama öncesinde evinde kalacağımız CouchSurferlara lokum ve nazar boncuğu magneti aldım. Onur ve kendime de Türkiye t-shitleri. Hem Korelilerin hem de Japonların Türk dostlukları düşünülürse o t-shirtleri giymek işimize yarayabilir bence =)
Loungeda önce buzlu bir Bailey's içtim.
Niyetim sadece orda oturup dinlenmekti ama zaten Manchester'da yalan olmuş olan diyeti daha fazla sürdüremedim o güzelim kurabiyeleri ve çayı görünce.
Yine de çok yemedim. Biraz peynir, bir tuzlu iki tatlı kurabiye ve iki bardak çay. Sonra zaten uçuş kapısına gitme vakti gelmişti. Ne var ki kapıda da 1 saate yakın bekledik öyle boş boş.
Şimdi uçaktayım. İnişe 1 saatten az kalmış olsa gerek. Uçaktakilerin %90'ı Koreli ve çoğu da İngilizce anlamıyor. Bakalım Kore'de nasıl olacak.
...
Sevdicekle buluştuk! Bana Hollanda'dan lale kalem almış! Turkcell burda çalışıyor! Numaranın başına *110* sonuna da # koymak gerek. Havaalanında wireless ücretsiz!
Tuvalette, höh :)
YanıtlaSilAraya serpiştirilmiş twitleri sevdim!!
evet bunu ne zamandır senden gizliyordum ama daha fazla tutamadım kendimi =))
YanıtlaSilTwit koymacaya devam o zaman ;)
yaa bende böyle bi defter istiyorum, çok yer gezen biri değilim ama kim bilir belki gezerim hazırlıklı olmak lazım diğğmii :)
YanıtlaSil