28 Aralık 2010 Salı

Gözlemevinde ilk ay

Gözlemevi Ankara'daki gibi halkgünleri konusunda pek aktif görünmüyor ama randevu alarak gelen bir çok topluluk var. Gözlemevi müdürü, Mario, bu gezilerde gözlemevini, tarihini, ve gözlemevinin önemli bir parçası sayılan Astroparkı anlatıyor gelenlere, gezdiriyor hava şartları el verdiğince. Bu gezilere doktora öğrencileri de katılırsa Mario'nun epeyce hoşuna gidiyor. Aslında katılmamak için fazla neden yok. Mesela Türkiye'deki gibi zorunlu bir iş olmadığı için insanın içinden gelerek yardım etme duygusu daha rahat bir şekilde sahneye çıkabiliyor. Ama bunun yanı sıra yardım eden öğrencilere ekstra cüzi bir miktar para da veriliyor.

Türkiye'de çoğu üniversitede gereksiz görülen meteorlar ve kuyrukluyıldızlar burada çalışılan belli başlı konular arasında yer aldığı için bir bakıma hobim haline gelmiş bu konuya burada daha çok vakit ayırabileceğimi düşünüyorum. Aralık'ın 13'ünde Geminid akanyıldız yağmuru gerçekleşecek. Bunun için gözlemevinde bir etkinlik düzenlenmesini öneriyorum, Mario'nun hoşuna gidiyor. Daha sonraki birkaç karşılaşmamızda ve çeşitli toplantılarda dile getiriyor, benim sahiplendiğimi görünce seviniyor. Genellikle bu tür etkinlik fikirleri ortaya atılıyor ama sonrasında sahipsiz kalıyor anladığım kadarıyla. Ankara'daki öğrencilik yıllarımda yine meteorlarla iligli birçok etkinlik düzenlemiş hatta bunlarla ilgili minik el kitapları da hazırlamıştım. Mario'ya bundan bahsediyorum, isterse kitapçığı ingilizceye çevirebileceğimi, buraya uyarlayabileceğimi söylüyorum, çok mutlu oluyor yine.

Bilgisayara birşeyler kurmak için gözlemevindeki tüm bilgisayarların patronu olan Sıska'ya gitmek gerekiyor her seferinde. Eğer gözlemevinin lisanslı bir photoshop'u varsa benim bilgisayarıma da kurmasını rica ediyorum. Ne var ki bana Gimp öneriyor ve photoshop'u ne için kullanacağımı soruyor. Çoğu kimse aslında Word'deki minik resim özellikleri ile yapabileceği basit işler için photoshop gibi kocaman programlar kullanıyorlar diye de ekliyor. Gözlemevi için bir meteor kitapçığı hazırlayacağımı ve görselleri hazırlamak için photoshopa ihtiyacım olduğunu söylüyorum ama pek tatmin olmuşa benzemiyor, photoshopla yapacağım birkaç işlemi anlatıyorum. Tamam o zaman diyor ama satın almamız gerek ben bir bakayım. Hali hazırda satın alınmamışsa sırf bu iş için alınmasına gerek yok ben Gimp öğrenmeyi deneyeyim de olmazsa o zaman başka bir yok ararım diyorum. Üzerinden 2 gün geçiyor, programı satın aldığını söylüyor Sıska bana. İnanamıyorum. 10-12 sayfalık bir kitapçık için adamlar yaklaşık £200 ödüyorlar bir anda.
Sonradan öğreniyorum ki çoğu kimse Sıska'dan pek haz etmiyor çünkü istedikleri her işi hemen yapmıyor ve kendilerine zorluk çıkartıyormuş. Bu olayı anlattığımda, Sıska'yı epeyi etkilemiş olmalısın diyorlar. Adobe'un üniversiteler ve öğrencilere yaptığı indirimden faydalanalım diyoruz Sıska ile ve programı benim üzerime kaydediyoruz. Adıma lisanslı gerçek bir photoshop'um var artık! Hem de 27" ekranda kullanıyorum! E bu durumda kitapçıktaki tüm görseller de bana ait olacak sanırım. Çünkü Mario internette yapılan basit bir arama sonucu çıkan görsellerin kullanılması durumunda telif hakları ile ilgili bir sorun çıkmasından endişelendiğini söylemişti bana. Eh işte photoshop'u doyasıya kullanmak için güzel bir fırsat!

Bu arada ilk ayım bitti bile. Maaşımı aldım! (evet çalışırken gözlük takıyorum, çünkü bilgisayar ekranı canıma okuyor.)

Bilgisayarlardan ve gözlemevinin güvenlik yönetiminden sorumlu, huysuz suratsız ihtiyar Cef, koca bir vazoda bir çiçek getiriyor bana. Zerrincim'den "yeni işin hayırlı olsun" çiçekleri. Harika lilyumlar! Kocamanlar! Ve harika kokuyorlar!


1 yorum:

  1. O günlerde gözlerine bakmaktan etrafa bakamamıştım. Şimdi farkettim. Senin olduğun yerde çiçekler tüm şanslarını kaybediyor masadan bile farksız oluyorlar. TRde Kazablanka diyorlar o çiçeklere. Ama sen seni göremediğin için güzel birşey görmene yarar sanarak gönderdimdi. Uzun zaman sonra ilk defa nete girdiğim için gecikmeli yorum oldu. Tekrar hayırlı olsun BONCUK astronomum!

    YanıtlaSil

İki kelam etmeden gittiğinde üzülüyorum ben.