22 Eylül 2012 Cumartesi

Barselona'da ilk gün

13 Ağustos 2012
22:35

Dün o kadar koşturmacalı ve yorucu geçti ki iki saattir yazmak için güç bulmam taa bu saati buldu. Aslında herşey çok güzel başladı. Uçaktan iner inmez geldi valizlerim, hem de hasarsız =)

Turist info'yu da buldum kolayca. Hem Onur'dan ayrı 3 günüm olduğu için kendime üç günlük travel card aldım (3 gün boyunca sınırsız sayıda metro ve otobüs kullanabiliyorsun) hem de Onur'a ve kendime 5 günlük Barselona kart (hem sınırsız ulaşım hem de bazı müze vb.lerde indirim - üstelik online alırsanız da %10 indirim var). 

Hem travel card'ların hem de Barselona kartların gün saysına göre fiyatı değişiyor. Eğer müzeye gitmeyiz diyorsanız Barselona Kart yerine travel kart daha mantıklı. Ama dışını görüdüğünüz müzelerin içini de merak eden tiplerseniz Barselona Kart mutlaka daha çok işinize yarayacaktır.



Şehre gideceğim otobüsü de buldum kolayca, doğru durakta da indim. Ve macera başladı. Espanyol metro durağı amma merdiven doluymuş arkadaş yaa! İne çıka canım çıktı valizle. Hiç mi kimse yardım etmez yani huh! Otele yakın iki durak vardı haritada biri Paral.lel diğeri de Drassanes. Ben Paral.lel'den daha kolay gideceğime karar verdim. Neyse ki metro çıkışındaki merdivenlerden biri yardıma geldi ama o da valizin ucundan tuttu! Çıkar çıkmaz sokaktaki ve elimdeki haritalardan baktım, kendimden gayet emin buldum yolumu. 

Gittim gitmem gereken yere ama oteli bulabilene aşkolsun. Bi marketimsi, hediyelik eşyacıya sordum, birkaç parça birşey de aldım, özellikle de kar küresi bulunca hemen atladım ya Kore'deki gibi bulamazsam bi daha diye. Adam da pek sevdi beni, hemen harita çıkardı, aradı buldu, tarif etti. Bir de uyardı üstelik çantana sahip çık diye. Tamam dedim, gittim dediği yere ama nafile. Binalarda numara yok, otelin adı yok... Geri döndüm elimdeki haritaya göre, Türk dönerci buldum, ona soracakken baktım polis amca, hemen atıldım tabii söyle bana nerden bulurum şurayı? diye. Tarif etti, tamam dedim, gittim, yok, orası o sokak değil. Geri gittim yine çünkü o dükkancının gösterdiği başka Ay kabus! 

En sonunda of dedim oooof! Parası neyse öderim, açayım şu interneti de google maps söylesin bana. Buldum maps'ten, yürüyorum, noktanın sağı solu önü ardı her yerini gezdim ama yok otel, çıldırıcam! O kırmızı noktaya en yakın olduğum yer evsizlerin kıvrılıp yattığı bir binanın kapısı! Orası olamaz ama orası değilse neresi? En sonunda polisleri gördüm yine yolda. Takıldım peşlerine, meğer orda karakolumsu bir yer varmış. Neyse gösterdim adresin yazılı olduğu çıktıyı, adam tarif etti. Dedim hoca yok, yok orda öyle bir yer! Peki telefon ettin mi dedi, yok etmedim dedim. Diyemedim tabii kontörüm yok diye. Hem arasam da telefondaki tarif etse de ben anlamam ki, sen konuşur musun dedim, OK dedi. Aradık ama açan yok. Bu arada yaşlıca başka bir polis geldi. Ona da anlattık durumu. Demesin mi "Geçenlerde gazetede okudum böyle kandırmaca ile milletin parasını alıyorlar." Ya adam polis olmasa uyduruyor diycem. Sonuçta booking.com güvenilir bir yer, millet yorum da yapmış sitede, var yani böyle bir yer ama ben bulamıyorum. Bu defa genç polis de "O zaman git bi daha ara, yine bulamazsan booking.com'a rapor et ve kendine kalacak başka bir yer bul."dedi. Halbuse alsa beni motoruna alsa da birlikte gidip baksak nolurdu sanki. Aman iyi tamam diyip bi daha telefon ettim. Bu defa açıldı! Polis aldı telefonu biraz konuşup bana verdi. Zavallı telefondaki çocuğun ilk söylediği şey "biz varız, biz gerçeğiz ama bulması biraz zor" =) Neyse tarif etti ve buldum ki ha bire etrafında döndüğüm KOOOSKOCA binaymış! 
Hemen odama çıktım, ayakkabıları bir çıkardım ki kocaman su toplamış zavallı sol ayağım üstelik bir de patlamış =( Nasıl acıyor! Zaten yorgunluktan da canım çıkmış, hemen attım kendimi yatağa, uyumuşum 1,5 saat! Uyandım, duş aldım, giyindim çıktım dışarı. 

Yol boyu yürüdüm ki hem Zerrincim'in hem de Ozi'nin bahsettiği heykele vardım.

Hemen dibi de deniz, sahil boyu da birkaç pul ve sevdiceğe mini bir hediye aldım. Sahil boyu yürüdüm, canlı müzik yapan iki adamı dinledim azıcık, sonra da onların az ötesinde oturup ayaklarımı denize sarkıttım. Bir yandan müzik, bir yandan deniz havası, ılık bir esinti... e acıktım tabii. Çantamdan popkek ve kraker çıkardım, güzel müzikle salınacak karnımı doyurdum, biraz da balıkları besledim tabii tek başına yemek olmaz.


Sıkılınca kalkıp meşhur "La Rambla" boyunca yürümeye koyuldum. Yine yol boyu minik dükkanlar, yanlarda bolca hediyelik eşyacılar... Adamlar çözmüş pazarlık meselesini, Avrupalılar pazarlık yapmıyor ama bu İspanyollar onlara öğretmeye çalışıyor bence. Kupaların üstünde 7.95€ yazıyor, bakıp geri koyarsan "senin için" 6€ oluyor bir anda! Hatta kimisi "güzel Türk kızına güzel fiyat" diyor, hem de Türkçe! 

Hemen hemen heryer kartpostal satıyor ama pul sadece postane ve "tobacco shop"larda oluyormuş. Bir dükkanda pul buldum ki o da 0.70€'luk pulu 0.85€'ya satıyor. Kalsın o zaman deyince satıcı hemen "Türk müsün?" dedi. Meğer sadece Türkler almıyormuş =) 

Hiii bi de o minik dükkanlardan birinde çoooooooook güzel bir satürn kolyesi gördüm ki... 

Bir de otele dönerken sexshop bar gördüm. Onur geldiğinde en azından kapısından kafamı sokmazsam çatlarım valla! Gerçi bunu söyleyince Onur'dan sağlam bir dayak yeme ihtimalim de var ama araya çok zaman girdi ya, özlemiştir beni kıyamaz bence kafa göz dalmaya =D

Dönüşte markete uğradım su ve yiyecek almaya, ne görsem?! Berry cider! Aldım tabii ki! Bir de salam, kaşar ve ekmek aldım. Gerisi otele gidiş ve horr...

2 yorum:

  1. Denizi nasi oranin guzel mi sicak mi temiz mi nasil nasil ?

    YanıtlaSil
  2. Acele etmeyiniz efenim, onu da anlaticiiz. =) Yani insallah ^.^

    YanıtlaSil

İki kelam etmeden gittiğinde üzülüyorum ben.