6 Mart 2009 Cuma

Ümitle aşkla...

2007...
Kayseri...
Yollarda geçen bir yıl...
Soğuk misafirhane odalarında, kucağımdaki notebooktan gelen sıcaklıkla ısındığım günler...
Sokakta kalıp, halı saha maçından henüz dönmüş bir hocanın "sen gel hele elbet bi yer buluruz" diyişine uyup karanlıkta kaybolduğum, bilmediğim yollarda bata çıka yürüdüğüm yollar...
İçime kadar ıslandığım yağmurlar...
Kendime en yakışmayanları yaptığım en yanlış gecelerim...
Dostlukların en sahteleri...
Aşkların en palavraları...
Ama bir sekil.. ama bir düzen..
Kötünün, yanlışın, zorun düzeni...

2008...
Bonn...
Minicik bir odaya tıkılıp kafatasını parçalamakla uğraştığım ilk geceler...
İlaçlar...
Hastalıklar...
Yanlış ilaçlar...
Yeni hastalıklar...
Ambulans sesi...
Hayatımda hastanede geçirdiğim ilk gece, üstelik yalnız, üstelik bilmediğim bir dilde...
Sevmediğim insanlar...
Kültürsüzlükler...
Yozlaşmışlıklar...
İmrenilenin akılda değil bacakarasında olduğunu zannedenler...
Küçük çocuklar ama bidolu yanlışlar...
Çeşit çeşit ülkeden yep yeni arkadaşlıklar...
Kocaman kütüphaneler...
Kocaman amfiler...
En ünlü profesörler...
En ünlü teleskoplar...
En erişilmez laboratuvarlar...
En zorlu sınavlar...
İnsanlıktan çıkmış robotlar...
Kalpsiz bedenler...
Ruhsuz aşklar...
Heycansız karlar...
Bitişler...
Başlangıçlar...
Yalanlar...
Suskunluklar...
Kıskançlıklar...
Terk edişler...



Ve şimdi...

2009...

Yine gidiyorum...

Ne Kayseri'de başıma gelecekleri biliyordum ne Bonn'da... Ama şimdi planlarım var, şimdi tahmin ediyorum en azından neler olabileceğini... Sanırım ilk defa planlarla çıkıyorum yola. Kul kurar kader güler derler ya... Ben planlar kurdukça bi yandan da düşünüp korkuyorum, acaba kader bunun neresine gülüyor diye... Umarım çok eğleneceği bir planı yoktur kaderin bu sefer. Çünkü dedim ya daha önce; terazim er ya da geç dengeyi bulur sonunda. O yüzden işte şimdi artık iyiliklerin ve güzelliklerin ağır basma zamanı...

Korkuyor muyum? Sanırım biraz... Ama ne mutlu bana ki, gerçekten danışabileceğim insanlarım var hayatta. "Ben şöyle bir karar aldım, ne dersiniz?" dediğimde "Olmaz Cadı, bu hiç sana yakışmamış" dedikleri kadar "Bu konuda en doğruyu sen bilirsin, ben hep destekçinim" de diyen insanlarım var, ne mutlu bana. Onlardan birisiyle konuştum bugün... "İyi düşünmüşsün" dedi, içim rahatladı, su serpildi derler ya, işte gerçekten öyle ruhuma damla damla çiy düştü sanki...

1 yorum:

  1. karar vermek, uygulama aşamasına geldiğinde, arkanda gülümseyen yüzler görmek. hoş bir duygudur. güzeldir.

    YanıtlaSil

İki kelam etmeden gittiğinde üzülüyorum ben.