Sıra geldi Gözlem Şenliği'ne... Birkaç gün erkenden gidip ön hazırlıklara başladık, zamanla diğer uzman ve uzman yardımcıları da geldi. Ne yazık ki uzmanları görünce şoktan şoka girdim ben. Bu kadar alakasız bir grubu uzman seçmek için çok çaba sarf ettiler mi bilmiyorum. Hiçbirisi kötü insanlar değildi ama daha önce gözlem şenliğine bir kez bile katılmamış, neyin nasıl işlediği hakkında hiçbir fikri olmayan kimseleri neden uzman seçer de başına dert alırsın ki? Uzmanlar illa ki lisans mezunu, uzman yardımcıları da ancak lisans öğrencisi olabilirmiş. Peh... İşin arka yüzü hiç de öyle değil. Nitekim şenliğin ilk gününde bunun sıkıntısını da çektik ama neyse ki bu durumu katılımcılara farkettirmeden, herkesin gönlünü hoştutacak bir şekilde tamamladık şenliği.
Diğer şenliklerin aksine bu defa ne kendimi kandıracak kadar güler yüzlü, ne de düşündüğüm kadar açık sözlü oldum; olabildiğince çenemi kapalı tutmaya ve elimden geldiğince çok çalışmaya çalıştım. Ama yine de suratsız ve huysuz bir cadı oldum çıktım. Neyse ki ekipten bazıları biliyordu benim çalışırken zaman zaman gereğinden fazla ciddi bir tavır takındığımı, o yüzden kimseye surat asmadığımı bildiler. yine de sonunda mendebur olarak anılmaktan kurtulamadığımı gördüm ki buna yapacak bişiyim yok sanırım artık... Tanıyanlar çok iyi tanıyor, tanımadan yargılayanlar için de elden bişiy gelmiyor.
*** sansüre uğradık ***
İdrar yolları iltihabı denilen bir kabusla cebelleşiyorum sabahtan beri o kadar çok su içtim ki haddihesabı yok. Gerçi işe yaramıyor değil hani; acısı hafifledi bayaa ama az önce sevdicek eczaneye gitti bana ilaç almaya, ben de bu sırada kendimi oyalamak üzere bişiyler yazıyım dedim işte.
Başka neler oldu bi düşünelimm... Erciyes Üniversitesi'nde araştırma görevlisi kadrosu açıldı sonunda, ama çoğu zaman olduğu gibi şimdi de kimin alınacağı belli. Kimsenin adamı olmamanın getirdiği hafifliğin yanı sıra böyle zamanlarda bir ortada kalma durumu da oluyor işte. Ben yine de başvurup şansımı deniycem, sonra "sen başvursaydın biz seni alırdık" gibi çocuk kandırmacalarına kalkışmasın kimse.
haa bi de! Bu pazar günü nişanlanıyoruz efenim! Bu gece yine yola çıkıp Ankara'ya varacağız sabahtan. Gün içinde aileleri tanıştırma merasiminden sonra gidip yüzüklerimizi alacağız, pazar günü de artık Allah'ın emriyle gelip isteyecek sevdicek beni; bundan itibaren nişanlı bir çift olacağız. Gariptir ki hiç heycanlı değilim. Belki yarın aklım başıma gelir de azcık heycanlanırım..Sevdicek de ben de bi yolunu bulup olayı videoya çekmek istiyoruz ama ailelere çaktırmadan nasıl olacak bu iş, hiç bilmiyorum.
Şimdi sevdicek geldi, bana ilaç getirmiş. Ben bi an önce iyileşiyim de sahnelere geri döneyim, yoksa bu illet beni mahfedebilir. Aman ha duyduk duymadık demeyin, bu hastalığı göz ardı ederseniz sonra insanın gözüne gözüne sokuyor kendisini. Daha önce yaşadım, ordan biliyorum. İdrarda kan bulunmasına ve sancıdan bayılmaya kadar ileri gidebiliyor; tedaviye geç başlarsanız normal dozdaki antibiyotik işe yaramadığından uzun süre yüksek dozda kullanmanız gerekiyor ki bu defa da mantara neden oluyor. Siz siz olun, ayağınızı üşütmeyin, vücudunuza fazla yük bindirmeyin, benim gibi ömrünüzü şehirlerarası yollarda geçirmeye niyetlenirseniz mutlaka One A Day veya Supradyn gibi vitaminleri düzenli olarak kullanın. Ben yapmadım şimdiye kadar ve işte acısını çekiyorum, şu hastalık bi geçsin, ilk iş One A Day - Woman'a başlamak olacak...
Diğer şenliklerin aksine bu defa ne kendimi kandıracak kadar güler yüzlü, ne de düşündüğüm kadar açık sözlü oldum; olabildiğince çenemi kapalı tutmaya ve elimden geldiğince çok çalışmaya çalıştım. Ama yine de suratsız ve huysuz bir cadı oldum çıktım. Neyse ki ekipten bazıları biliyordu benim çalışırken zaman zaman gereğinden fazla ciddi bir tavır takındığımı, o yüzden kimseye surat asmadığımı bildiler. yine de sonunda mendebur olarak anılmaktan kurtulamadığımı gördüm ki buna yapacak bişiyim yok sanırım artık... Tanıyanlar çok iyi tanıyor, tanımadan yargılayanlar için de elden bişiy gelmiyor.
*** sansüre uğradık ***
İdrar yolları iltihabı denilen bir kabusla cebelleşiyorum sabahtan beri o kadar çok su içtim ki haddihesabı yok. Gerçi işe yaramıyor değil hani; acısı hafifledi bayaa ama az önce sevdicek eczaneye gitti bana ilaç almaya, ben de bu sırada kendimi oyalamak üzere bişiyler yazıyım dedim işte.
Başka neler oldu bi düşünelimm... Erciyes Üniversitesi'nde araştırma görevlisi kadrosu açıldı sonunda, ama çoğu zaman olduğu gibi şimdi de kimin alınacağı belli. Kimsenin adamı olmamanın getirdiği hafifliğin yanı sıra böyle zamanlarda bir ortada kalma durumu da oluyor işte. Ben yine de başvurup şansımı deniycem, sonra "sen başvursaydın biz seni alırdık" gibi çocuk kandırmacalarına kalkışmasın kimse.
haa bi de! Bu pazar günü nişanlanıyoruz efenim! Bu gece yine yola çıkıp Ankara'ya varacağız sabahtan. Gün içinde aileleri tanıştırma merasiminden sonra gidip yüzüklerimizi alacağız, pazar günü de artık Allah'ın emriyle gelip isteyecek sevdicek beni; bundan itibaren nişanlı bir çift olacağız. Gariptir ki hiç heycanlı değilim. Belki yarın aklım başıma gelir de azcık heycanlanırım..Sevdicek de ben de bi yolunu bulup olayı videoya çekmek istiyoruz ama ailelere çaktırmadan nasıl olacak bu iş, hiç bilmiyorum.
Şimdi sevdicek geldi, bana ilaç getirmiş. Ben bi an önce iyileşiyim de sahnelere geri döneyim, yoksa bu illet beni mahfedebilir. Aman ha duyduk duymadık demeyin, bu hastalığı göz ardı ederseniz sonra insanın gözüne gözüne sokuyor kendisini. Daha önce yaşadım, ordan biliyorum. İdrarda kan bulunmasına ve sancıdan bayılmaya kadar ileri gidebiliyor; tedaviye geç başlarsanız normal dozdaki antibiyotik işe yaramadığından uzun süre yüksek dozda kullanmanız gerekiyor ki bu defa da mantara neden oluyor. Siz siz olun, ayağınızı üşütmeyin, vücudunuza fazla yük bindirmeyin, benim gibi ömrünüzü şehirlerarası yollarda geçirmeye niyetlenirseniz mutlaka One A Day veya Supradyn gibi vitaminleri düzenli olarak kullanın. Ben yapmadım şimdiye kadar ve işte acısını çekiyorum, şu hastalık bi geçsin, ilk iş One A Day - Woman'a başlamak olacak...