30 Ocak 2010 Cumartesi

Ben duydum ki



O'CUK ve WOS salonda çalışmaktadırlar. Memo odaya girer ve...
Memo der ki: Çay içecek misiniz?
WOS anlar ki: Çalışmaya gidecek misiniz?
Memo cevaben der ki: Gerçekten gülecek takatim yok.
WOS anlar ki: Sizi tartacak kantarım yok. 
Ama yanlış anladığının farkındadır, ve Memo'dan tekrar etmesini ister. Ancak Memo tekrar etmek için önce WOS'un ne anladığını sorar. WOS ne anladığını söyleyince O'Cuk yorum yapar: Tam Hacıgöz oldu işte!

Okuyunca ne etki yapar bilmiyorum ama gülmekten karnım ağrıyor benim hala. Yarıldım resmen...

29 Ocak 2010 Cuma

Bugünler Böyle

- D&R kitap en geç çarşamba elinizde olur demişti. Çarşamba değil ama Perşembe sabah geldi gerçekten de.

- Ev sahibimizin evdeki eşyalarını taşıması durumu söz konusu, sıkıntılı işler.

- Tezle uğraşıyorum, danışacak kimsenin olmaması sinir bozucu. Neyse ki dün akşam NFA biraz destek çıktı da moralim düzeldi.

- Almaya heveslendiğim tercüme işi yalan oldu, yeni bi tane bulmam gerek.

- Dün örümcek tecavüz etti bana. Aslında akşam anlatacaktım uzun uzun ama halamlardan geri döndüğümüzde hiiiç yazacak halim yoktu, şimdi de uğraşamıycam. Kısacası, ben tuvaletteyken münasip bi yerime gelip kondu kafam kadar bir örümcek. Ellerim titreye titreye kovdum kovdum gitmedi. Çığlık çığlığa kaçmak zorunda kaldım tuvaletten. Normalde örümcekten korkmam ama çıplak ve savunmasız olunca ve örümcek de inatçı olunca, korktum valla. Hem de çok korktum, oturdum ağladım yani o denli. Sonra da Karakuş ve OnurCUK'a saldırdım "o kadar ciyakladım neden beni kurtarmaya gelmediniz?" diye. Gelseler napcaklardı sanki? Bişiy yapamayacaklardı muhtemelen ama yine de insanın kendini evde bi başına düşünüp de herşeye hazırlıklı olması ayrı, evdekilerden yardım isteyip de cevapsız kalması ayrı. Örümcek tecavüzüne de nasıl hazırlıklı olunursa artık...

- Kelly Clarkson dinlemek bana iyi mi geliyo kötü mü bilmiyorum. Vega - Elimde değil diyip durdu bu sabah. Çok feci hüzün bastırdı.

- Sağ taraftaki kitabı değiştirmeyi unuttum yine ne zamandır. Çöplüğün Generali'nden sonra Sıfır Noktasındaki Kadın'ı okudum. Geçen gün de en sonunda bitirdim Sartre'ın Bulantı'sını. Kitabın ilk 120 sayası beni de bulandırdı resmen. Zaten kendi başıma yeterince bulanabilen birisiyim. Ama neyse ki son 20 sayfada toparladı da, sonunda "iyi bi kitap" dedirtti bana. Sartre'ın Duvar'ını okuycam bi ara. Ha bi de kitaplardan bahsetmişken yine weboha sayesinde keşfettiğim bir site var; neokuyorsun.com. Okuduğum kitapları listelemeyi istemiştim hep, çok hoşuma gitti. Bi de okumak istediğim kitapları sağa sola yazıp sonra da "Bilmemkimin önerdiği bi kitap vardı, nereye yazmıştım acaba" diye dolanmaktan kurtuldum bu site sayesinde, okumak istediğim kitaplar bölümü var. Site henüz alfa aşamasında, beta bile değil. Bu yüzden de düzeltilmesi gereken bi dolu yer var ama zamanla okuyucular arası kitap takasını da sağlamayı düşünen bir sistem üzerine kurulu. Tavsiye ediyorum...

- Şimdilik böyle. Bugün içim bunalıyo. Hem de çok!