Asıl gerginlik kaldırımın solunda durarak otobüs beklemekteydi sanırım. Hele ki otobüs gelip de önümde durunca, arkada kapısı bile olmayınca, öndeki kapı tam da solda, şöför yerinde olunca, ama şöför yerinde olmayıncaaaaaarghhh! UK! trafik! Sağ! Sol! Nerden bincez bu lanet şeye?! Tamam bineceğim yeri buldum, bilet aldım, ama otobüsün içi bile ters sanki! Sanki değil, ters işte, şöförün yeri sağda! Sanki her an kaza yapacakmışız gibi, sanki şöför sarhoş gibi! Üstelik bir de valizler... Ah Tanrım! İneceğim yeri nerden bilicem? Son durak demişti N. ama ya bi aksilik olursa, ne biliyim işte...bi an önce gelse şu son durak, insem ve N. karşılasa beni... lüüüüüüüüüüüüüütfeeennn!25 Ekim 2010 Pazartesi
Belfast'a varış
Asıl gerginlik kaldırımın solunda durarak otobüs beklemekteydi sanırım. Hele ki otobüs gelip de önümde durunca, arkada kapısı bile olmayınca, öndeki kapı tam da solda, şöför yerinde olunca, ama şöför yerinde olmayıncaaaaaarghhh! UK! trafik! Sağ! Sol! Nerden bincez bu lanet şeye?! Tamam bineceğim yeri buldum, bilet aldım, ama otobüsün içi bile ters sanki! Sanki değil, ters işte, şöförün yeri sağda! Sanki her an kaza yapacakmışız gibi, sanki şöför sarhoş gibi! Üstelik bir de valizler... Ah Tanrım! İneceğim yeri nerden bilicem? Son durak demişti N. ama ya bi aksilik olursa, ne biliyim işte...bi an önce gelse şu son durak, insem ve N. karşılasa beni... lüüüüüüüüüüüüüütfeeennn!24 Ekim 2010 Pazar
Ankara'dan Belfast'a
Nereye gideceğimi bilemediğim yerde bir masa gözüme ilişki, Germanwings'e ait, "Eğer burada size yardımcı olacak kimse yoksa lütfen masada bulunan telefondan xxx'i arayarak yardım isteyiniz." yazıyor. Aradım, aradım, aradım... açan yok. Tabii bir yandan uçuş vakti yaklaşıyor, hafiften tedirgin olmaya başladım. Almanya'ya giriş yapacak olsam gitmem gereken gümrük memurunun yanına gittim ve durumu anlattım. Ne var ki adam benim pasaportumda Almanya vizesini görünce işler daha da karıştı. "Evet Almanya vizem var ama şimdi değil, 2 gün sonra kullanacağım onu, şimdi Londra'ya gitmem gerek" desem de, sınırdan geçerek Germanwings görevlilerine ulaşmamı söylemekten, ve pasaportuma giriş mührü vurmaktan öteye gidemedi yardımı(!). Neyse ki Almanya vizem çoklu giriş çıkışlıydı da sorun olmadı. Belki tek girişli olsa polis o zaman beni sınırdan geçirmeye kalkışmazdı, kim bilir. Neyse, sınırı geçtim ama Almanya tarafındaki Germanwings masaları da boş. Germanwings uçaklarına biniş yapan bir grup görünce gidip oradaki görevlileri buldum ve derdimi anlattım ama nafile. "Ben şimdi bu uçuşla ilgilenmek üzere görevlendirildim, lütfen şurdaki masadaki telefonu kullanarak yardım isteyiniz." Zıkkımın kökü!!! Gittim yine telefon, yine aynı numara, aradım, aradım, aradım, açan yok. Biraz bekledim yeniden aradım, aha! açtı birisi. Bilin bakalım kim?
Beni sınırdan geçiren polis memuru! Germanwings yardım numarasını arıyorum ve karşıma çıkan adama bakın yahu, şaka gibi! Benim gibi 2 kişi daha varmış, onlarla beklersem daha iyi olurmuş, oraya geri gidebilirmiymişim. Bi de bunu o kadar sevimli bir eziklikle söylüyor ki adama kızamıyorum bile! Geri gittim, sınırdan çıkış kabinindeki polis başka birisi tabii. Giriş tarihime baktı, durumu anlamlandıramadı doğal olarak. Biraz anlatmaya çalıştım ama kafası karıştı, sanırım halime acıdı ki daha falza kurcalamadan çıkışı yaptı ve yeniden kimsesiz alana geçtim. Almanya'ya girişimi yapan memura gittim, dedim "nedir hoca durum?", telefonda söylediklerini tekrarladı. Benim gibi 2 kişi daha varmış, onları gösterdi, gittim ben de onlarla beklemeye. Karı-koca mı yoksa adam ve metresi mi bilemedim valla biraz garip ama gayet namuslu görünümlülerdi. Biraz bekledikten sonra baktık ki yakınımızdaki biniş kapılarından birinde bizim uçağın kodu yazıyor. Gidip oraya sorduk, meğer doğrudan oraya gitsek olacakmış ama kimse bize bunu söylemediği için ben gereksiz yere bi dolu dolanmışım. Daha fazla sorun yaşamadan bindik uçağa.
Tabii ki hiç vakit kaybetmeden gidip bir donat ve güzel bir kahve ısmarladım kendime. Bunlar güzel de, kullandığınız paranın sentini poundunu bilmeyince insan kendini çok fena hissediyormuş bunu farkettim. Almanya'ya gittiğimde böyle olmamıştım. Nedenini bilmiyorum ama hiç zorlanmadan alışmıştım Euro'ya. Burada paralar da bir garip aslında ya... Kahvemi içtim, biraz gazete okudum, donat yedim derken, check-in açıldı, gidip valizlerimi aldım emanetten.

*TR'de orjinal parfüm fiyatları gerçekten de çok feci. Avrupa'da biraz daha normal, hele ki kampanyalara denk gelirseniz gayet iyi, ama UK'da gayt makul olan fiyatların yanısıra bir de kampanya varsa çok ucuza alabiliyorsunuz. Zaten bu da UK'da şimdiye kadar gördüğüm yegane ucuz şey. Adamlarda ekmek de pahallı balık da. Elbet bir bit yeniği var bu işin içinde ya... En çok şaşırdığım şeyi daha sonra anlatacağım size.

