Dün sabah geldiğimiz Kayseri'den bu gece ayrılıyoruz yine. O kadar özlemişim ki, tüm dağınıklığı ve pisliğine rağmen dünyanın en sevimli evi gibi görünüyor gözüme. Odalardan birine el koymuş bulunan ev sahibimize de öğrenci konutu adı altına inşa edilen konutlardan bi dene çıkmış. Öğrenci konutlarını internet ve su dahil aylık 300TL'ye öğretim görevlilerine vermek nasıl bir mantıktır anlamış değilim doğrusu. Neyse, işin beni ilgilendiren kısmı, bu sayede artık evde bir odamız olacak! Salonu cebren ve hile ile zapt altına almış olmamıza ev ahalisi bişy demese de bu yeni şekil çok daha güzel olacak tabii ki. Kim bilir belki pazar kahvaltılarımızı artık salonda bile yapabiliriz :)
Ve beni asıl heycanlandıran durum şu ki: İstanbul'a gidiş dönüş biletlerimizi aldık. Yani büyük bir aksilik çıkmadığı taktirde kesin kitap fuarına gidişimiz. İmzalatılacak kitaplarım, fotoğraf makinemiz ve iki ev sevdiğim ile yola koyulacağız cumartesi gecesi. İstanbul'da olup da görüşmek isteyen olursa fuara beklerim :)
Bir de kötü haber... Antalya'da olduğumuz dönem içinde çok şiddetli bel ağrıları çektiğim için artık bu konuya el atma vakti geldi sanırım. Ankara'ya gittiğimizde hem bu bel ağrısı için hem de yıllardır süregelen ama artık dayanılmaz hale gelen boynumdaki kas spazmı için bir doktora gitmem lazım. Bir de tez meselesi yüzünden her zamankinden daha yoğun ve aralıksız baktığım bilgisayar ekranı gözlerimi iyice mahfettiği için sanırım gözlük nuamramı da yeniden ölçtürüp olabildiğince kullanmam gerekecek gözlüğümü.
Geleceğe dair planlar arasında ise yıl sonunda İsrail'de gerçekleşecek olan bir kış okulu var bu sıralar gündemde. Başvurumuzu yaptık, FFÖ'nün recomendation letter göndermesini bekliyoruz. Eğer adamlar yol ve kalış masraflarımızı karşılarlarsa yılbaşına İsrail'de girme şansımız var!
25 Ekim 2009 Pazar
Eş ruhlarımız
Çeşit çeşit bilinir kelebekler; kimisi Akdeniz civarında görülür sıklıkla, kimisi Anadolu'da, kimisi özellikle Çukurova civarlarında. Kimisi kocaman kahverengi, üzerinde turuncu benekleri, kimisi minicik mavi, kimisi minicik beyaz...
Aslında her biri kalbi kadar büyüktür kelebeklerin; kalbi ne kadar büyük, gönlü ne kadar geniş, içinin ne kadar farkındaysa o kadar büyüktür kelebekler.
Ve derler ki kimileri, ömrü üç gündür kelebeklerin; kimileri de bir gündür der. Halbuki ömürleri, eş-ruhları kadardır kelebeklerin. Ama bilmezsiniz siz, kelebeklerin eş ruhlarının olduklarını da. Her kelebek bir insanın ruhunun bir parçası, bence en doğru tabirle, ruhunun bir eşidir, ve fakat her nerede olmak istiyorsa orda olabilenidir. Mesela sevdalıysan Akdeniz'de teni yanık bir esmer güzeline, her sabah oralarda uçuşur kelebeğin, sevdan ne kadar büyükse o kadar kocamandır da. Aklına geçen yaz gördüğün sarı saçlı dilber düştüyse ansızın bir sabah uyandığında, ordadır kelebeğin ama minik ve uçuk sarı kanatlarını çırpıştıra çırpıştıra dolaşır; bir görünür bir kaybolur. İçinden hiç söküp atamıyorsan pamuk tarlasında görüp de vurulduğun elleri nasırlaşmış pamuk işcisi oğlanı, döngele gelip de köye haber verip pamukların olduğunu da oğlan köylüsüyle birlikte inene kadar Çukurova'ya, bekler senin kelebeğin onu orada, kocaman, hem de en kocaman kanatlı, en güzel ve en tutkulu turuncu benekli haliyle bekler. Aklından çıkıp gittiğinde sarı saçlı dilber, uçar gider kelebeğin, geçen gün balkonda görüp de iç geçirdiğin kumralın balkonuna. Kalbindir kelebeğin senin; sen kimin yanında olmak istiyorsan orada ve ne kadar büyük bir aşkla istiyorsan o kadar büyük kanatlarıyla...
30.08.08
Labels:
eski karalamalar
unutmak
kimi zaman, vaz geçmek eşit midir unutmakla? umudu unutmak mıdır mesela vazgeçmek?
unutmak istesen de unutamaman veya unutmanın engellenmesine kader mi denilir? var mıdır kader adında bir şey ya da olgu, her ne ise. NEdir, NE olabilir ki kader...
unutmak, çözümse ve insansa beynine hükmedebilen, en basitinden öğrenme süreçlerini geçirmesi bunun bir örneği ise, unutmak kasten yapılabilen bir eylem midir? öyle ise bu neden öğretilmez bize? duygusal olgunlukla kazanılan bir deneyim midir istemli unutmak mesela?
Fatih Ekspresi 18-08-08
Labels:
eski karalamalar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)