12 Ekim 2010 Salı

UK Vize Macerası - Part 2

Salı günü için randevuyu aldık eve gider gitmez, ama bu defa 10:30'a aldık, çünkü önce gidip tercüme bürosundan diplomayı almamız gerekiyor. Salı sabah tercüme bürosuna gittiğimizde ordaki çocuğa gösterik evrakları, sözleşmemi vs. "Daha önce böyle bir evrakla gelen olmamıştı hiç, belki kabul ederler, bilmiyorum" dedi. Dedi de içimize su serpildi az da olsa. Danışmanım derdi hep sen milyonda birsin diye de beni övüyor derdim, doğruluk payı var sanırım. Neyse, aldık tercümemizi, gittik World Bridge'in aptal ofisine, verdik evrakları. Evrakları alan adam iyi kötü birşey demiyor ama olur da evraklardan huylanırsa "uyarılara rağmen evrakları bu şekilde vermeyi kendim istedim, vizem reddedilirse sorumluluk sadece bana aittir" yazıp imzalayın diyor. İsrail vizesinde bile bu kadar tırsmamıştık yahu! Neyse sorunsuzca evrakları teslim edince içimiz daha da rahatladı. Sonra başka bir odaya aldılar, önce fotoğraf çektiler sonra parmak izimizi aldılar ve bitti. Bi de cep telefonlarımızı verdik ki, pasaportlar hazır olduğunda bize sms'le haber versinler de gidip alalım. Eve teslim seçenekleri de vardı ama her durumda pasaportlar önce buraya gelecek, sonra burdakiler kargoya verecek; hızlı olan bizim gidip almamız..


Ancak kabullendik ki Salı günü verdiğimiz pasaportlar Salı akşam İstanbul'a gönderilecek, ve bizim çarşamba sabah uçuşumuzu yakalamamız için hiç şansımız yok. Yandı biletler... THY'nı aradık, kişi başı 50euro ceza ve değişimini yapacağımız bilet ile bizim bilet fiyatı arasındaki farkı ödemek kaydıyla biletlerimizi erteleyebiliyoruz. Öyle yaptık. Bu arada World Bridge'in web sitesini gezerken gördük ki en erken 5 iş günü içinde yanıt veriyorlarmış... Ölümcül bekleyiş başladı. Ne başka bir şehire gidebiliyoruz ne kaldığımız yerde kalabiliyoruz. Sinir harbi içinde geçen 9 gün... Perşembe sabah cep telefonlarımıza sms geldi, pasaportlarınız teslim için hazırdır! Bizim sokağın taksilerinden birine atlayıp uçarak gittik resmen, kalbimiz avuçlarımızda. Tamam pasaportlar hazır ama vize verildi mi?

Gittik, girdik, aldık, baktık... Oh, çok şükür!

UK Vize Macerası - Part 1


Malumunuz Kuzey İrlanda'daki gözlemevindeki işi kaptıktan sonra bir de doktora öğrencisi olmak gerekti bu ülkede. Gözlemevi masrafları üstlenip burs adı altında bir maaş veriyor ancak yine de herşeyin sonunda "doktora" diploması verme yetkisi üniversitenin. Hemencecik üniversiteye, formalite icabı da olsa, başvuruyu yaptım. Ne var ki adamlar herşeyi sıfırdan alıp yeni referans mektupları ve niyet mektubu ve bi dolu form istediler. Bana referans yazan hocalara gözlemevine kabul edildiğim söyledikten sonra bir kez daha referans mektubu istemek..biraz garip oldu ama detaylıca durumu anlatınca ses etmediler. Zatan büyük ihtimalle sadece copy paste yaptılar =)
Üniversite ile igili işlemler halledildi, bu arada uçak biletlerimiz alındı. Üstüne bir de 27 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında eski yuvam Bonn'da düzenlenecek olan yaz okuluna da kabul edildiğimizi öğrenince keyfimiz iyice yerine geldi.
Herşey yolunda gibi görünse de vizeye başvurmak için gerekli belgeler biraz sıkıntılı. Şöyle ki... Eğer UK'da bir üniversitede bilimsel araştırma yapacaksanız, Academic and Technological Approval Scheme (ATAS) dedikleri bir sertifika almanız gerekiyor. Buna başvurunuzu online olarak yapıyorsunuz ve sonuç 20 iş günü içinde geliyor. Başvuruda şimdiye kadar yaptığınız bilimsel çalışmalar, varsa yayınları falan anlatıp neden burada okumak istediğinizi yazıyorsunuz. Bir de üniversitenizle birebir aynı olmasını bekledikleri "çalışma alanı açıklaması" kısmı var. Tüm bunları hallettikten sonra bekleme süreci başlıyor.
Malumunuz bizim nikah 10 Ağustos'ta olduğu için vize vs. başvurularına daha erken gitmedim soyadında bir sıkıntı olmasın diye. Bu nedenle de biraz gecikti işler aslında.

ATAS için 20 gün diyorlar ama bizim elimize daha erken ulaşır diye düşünüyorduk. Ne var ki 20 iş günü detayını kaçırmış olduğumuzu ve işlerin sandığımız kadar hızlı ilermediğini fark ettik. 18. iş gününde ATAS sertifikası elimize geçti ancak biz Bonn'a gidiş biletimizi 15 Eylül'e almıştık. ATAS elimize geçer geçmez UK vize başvuru için randevu aldık.

Randevuyu World Bridge adında bir firmadan alıyorsunuz. Randevu alma kısmı kolay olanı. İnternet üzerinden bir form doldurup istediğiniz gün ve saati seçiyorsunuz uygun olanlar arasından.

Randevu günümüz pazartesiydi, 13 Eylül sabah 8:30. Gittik, teker teker üzerimiz aranarak içeri girdik, oturma odası büyüklüğünde bir yer düşünün, girişte bir banko var, bir de sağ tarafta vezneler. Girişteki yere evraklarımızı verdik, görevli sadece sayfaların duruşunu düzeltti ve bize bir sıra numarası verdi. Almanya büyükelçiliğinde bu işi yapan kişi hem evrakların tam olup olmadığına kabaca göz atıyor hem de evrakları sıraya koyuyor. Burada öyle bişiy olmayınca tedirgin olup birkaç soru sordum. (Üniversiteye başvururken ne evrak verdiğinizse aynılarını sunmanız gerekiyor vize başvurunda. Üniversiteye başvururken Lisans Geçici Mezuniyet Belgem vardı ama şimdi gidip asıl diplomayı aldım. Şekilcilikleri tutarsa bu bir sorun olur mu, onu sormak istedim). Ne var ki verdikleri cevap "tüm gerekli bilgiler internet sitesinde yazıyor, oradan okumuş olmanız gerek". Tamam okuduk ama insan yine de bir cevap istiyor, kendini güvende hissetmek, onaylanmak istiyor. Vize başvurusunun önemli olması, bir çuval vize parası verecek olmamız bir yana, bir de süre sıkıntımız var. 2 gün sonraya biletimiz var ve UK vizesinin Almanya vizesi gibi 1 günde çıkıp çıkmayacağından emin değiliz. "Biz size birşey söyleyemeyiz. Eğer bu evraklarla başvuru yapmak istiyorsanız yapabilirsiniz. Biz evraklarınızı İstanbul'daki büyükelçiliğe göndereceğiz, gerekli işlemleri onlar yapacak. Biz herhangi bir sorumluluk kabul etmeyiz sizin evraklarınız eksik veya yanlış olmasıya ilgili." Durum böyle olunca ben epeyı huzursuzlandım. Sonuçta kabul edilmişim, sözleşmem imzlanmış, davet yazım var..ama yine de kişi başı 480TL vize parası alıyorlar çatır çatır. Şimdiye kadar hiçbir vize başvurusunda red cevabı almamış olmanın güzelliğinin bozulacak olması bir yana(vize başvurularında bu önemli bir detay olarak kabul ediliyor), bir de yeniden başvuracak olursak onca parayı tekrar vermek var. Ha vakitten kaybımızı ve yanan uçak biletlerini saymıyorum bile. Neyse durum böyle olunca benim içime sinmedi, Onur'u da ikna ettim, çıktık ordan paşa paşa. Kızılay'a gidip bir tercüme bürosuna şu diplomayı verelim dedik, ordan da eve gideriz.. Derken sokağın başında "tercüme ve vize danışma bürosu" yazısını gördük. Hiçbir vize için bir danışma bürosuna gideceğimi düşünmezdim! İçeri girdiğimizde 24-25 yaşlarında bir erkek masa başında oturuyor, odadaki sandalyelerde de 5-6 kişi bekliyordu. Gidip diploma tercümesi istediğimiz söyledik, ne için istediğimiz sordu, anlattık, "Üniversiteden kabul belgeniz var mı?" var. "E o zaman ATAS sertifikanız da vardır?" O da var. "E tamam o zaman. Zaten 28 gün kuralını biliyorsunuzdur, o olmazsa olmaz." Hmm 28 gün... kuralını bilmiyoruz. Nedir o? Aslında biliyoruz da, bizim için geçerli olmadığını umut ediyoruz. UK'da Londra dışında bir şehre gidiyorsanız, kalacağınız ay sayısı kadar (9 aydan fazla ise max. 9 ay için) ay başına 600 pound (yani bizim için 5400 pound) ve de öğrenim harcı (13000 pound) bankaya yatırmanız gerekiyor. Onur ve benim için bu tutar toplam ne etti? 5400+5400+13000= 23800 pound! 1 pound da yaklaşık 2,4 TL. Ne oldu? 2,4 x 23800 = 57.120 TL rakamla algılamakta güçlük çekenler olabilir, yazayım bir de açık açık altımış milyar! Ha bi de, banka hesabı kişinin kendi adına veya anne babasının adına olabilir. Paranın toplamı bu üç hesapta olabilir. Ancak başka birisinin olamaz, olabilmesi için yasal veraset gösterilmesi gerekiyor. Ayrıca bu para, sizin hesapta en az 28 gün kalmalı!!! Oooollllldu canımmm! O kadar paramızın olmayışı ayrı o kadar vaktimiz yok ki! Bizim Bonn uçağı kalkıyor 2 gün sonra!!


Dedik yok şekerim olmaz öyle. Adam da dedi ki "Olmazsa sizin vize de olmaz. Erasmus öğrencilerinden bile istiyorlar bunu. Bu kuralı gözardı ederek başvuranların %90-95'i red cevabı aldı haberiniz olsun." E iyi, demek ki biz %10'luk kısımdayız! Napalım yani?
Hepsini geçtim bi de son dakikada üniversite sekreterliğinden mail geldi, ülkeye en geç 1 Ekim'de giriş yapmak zorundasınız diye! Ben diyorum ki Bonn'da okul var, adamlar diyor ki ülkeye giriş yapcan. Of tanrım! Siz şu vizeyi verin de hele, başa gelen çekilir napcaz?!