Cuma günü VEP dedikleri görsel test için Nöroloji polikliniğne gittik. Test aslında şimdiye kadarkilere göre çok kolay. Bir bilgisayar ekranına 1 metre uzaklıkta oturuyorsunuz. Ekranda siyah beyaz dama tahtası var, sürekli olarak siyahlar beyaza beyazlar siyaha değişiyor. Benim de ekranın ortasındaki noktaya bakmam gerekiyor. Bu sırada kafaya iki tane iğne saplıyorlar (zaten bu nörlologların iğne sevdası delik değşik etti tüm vücudumu), bir de bilekten elektrik akımı veriyorlar ama çok hafif (nörologların ikinci aşkı da elektrik). Herşey makul başladı derken sanırm 1 dakika ya geçti ya geçmedi ki benim tanisyonum düştü ve huooop! Gözümü açtığımda yandaki sedyede yatıyordum. Özetle test yapılamadı, pazartesi tekrar gidicez. "Gelmeden önce tuzlu birşeyler ye" dediler. Bir iskender yesem yeter mi yoksa 1,5 mu yesem acaba diye düşünüyorum =P
Cuma günü ayılıp bayılma faslı bitince ben yine sıkıldım tabii ki boş boş hastanede yatmaktan. Ayaklandık bahçeli'de kısa bir es verdikten sonra Alya prensesi göremek üzere Serkan ile sözleştik. Ne var ki Bahçeli'deki yarım saatlik duraklama beni benden aldı. O zaman ne olduğunu anlayamadığım, inanılmaz bir baş ağrısı çekince, tüm planları iptal edip uslu uslu geri döndük hastaneye. Şimdi anlıyorum ki büyük bir olasılıkla tansiyonum fazla fırlamış olduğu için o garip ve inanılmaz ağrılar oluştu. Genelde tansiyon düşmesi meselesine alışkınım ama yükselmesi kısmı bana çok yeni.
Neyse işte, bakalım yarın neler olacak. Beyin Omurilik Sıvısı testlerinin sonuçları da Salı günü çıkacak.
Bu arada bir de alerji testi için kan aldılar ve sağ kolum iptal oldu ama onun ağrısını kas gevşetici kremlerle hallediyoruz. Eh tabii ki her gün bir doz B12 iğnesinden kaçmak için elimden geleni yaptım ama şimdiye kadar hemşirelerden hiçbirini benim yerime odamdaki mikiye iğne yapmaları için ikna edemedim.
Gelişmelerle yeniden karşınızda oluciiz efenim.