Dün süper gelişmeler oldu! Aslında 2011'e girdiğimizden beri iş yerimdeki gelişmeler gerçekten çok güzel.
Dün danışmanımdan gelen bir e-maille öğrendim ki Mart sonunda Cape Town'a gidiyormuşum 8 gecelik bir gözlem projesi için. Güney yarım küre yahu! Yeni yeni takımyıldızlar, pırıl pırıl bir gökyüzü! Üstelik 1.9metrelik bir teleskop!!!
Fotoğrafı TWAN projesinden Serge Brunier güney yarım küreden çekmiş. |
Gözleme gidecek öğrenci olarak beni seçmelerinde en önemli etkenin Güney Afrika'nın Türkiye'den vize istemeyişi olduğunu düşünüyorum. Pek tabii ki danışmanımla birlikte gideceğim ancak kendi uçak biletini önceden almış, benim de mümkünse onunla gitmemi ama daha önemlisi en ucuz uçak biletini bulmamı istediğini söyledi. Ne de olsa masrafları gözlemevi karşılayacak. Hal böyle olunca ilk adres olarak skyscanner'e baktım tabii ki. O sırada THY'dan alıp da kullanamadığımız ve açık bilete dönüştürmek zorunda kaldığımız için kullanılmayı bekleyen biletlerimiz geldi aklıma ve THY'nın sitesinden arattım Londra-CapeTown uçuşunu. Aha! Ne olsa beğenirsiniz? Sizi bilmem ama benim en beğeneceğim şey olmuş: Bu uçuş danışmanımın gittiği havayolu firmasından hem daha ucuz hem de İstanbul'da 1 gün beklemesi var!!! Yani sadece Güney Afrika'ya gitmekle kalmıyorum arada bir de koskoca bir günüm oluyor İstanbul'da. Hem de hem gidişte hem dönüşte!!! Pazartesi kesinleşecek son bir kaç detaydan sonra sıra bileti almaya geliyor. Eğer bir aksilik çıkmazsa THY ile uçmak konusunda ısrarcı olmayı planlıyorum ama görücez bakalım... Her şey planladığım gibi giderse 20 Mart Pazar sabaha karşı 4 civarı İstanbul'a varıyorum ve Cape Town uçuşum taaa gece 10'da! Yani Zerrincim'le geçirebileceğim koskoca bir günüm oluyor! Dönüşte de yine aynı şekilde 2 Nisan Cumartesi gününü İstanbul'da geçirebiliyorum. Sanırım uçuşun ucuz olma sebebi de bu, yani yolcuyu İstanbul'da koskoca bir gün bekletiyor THY, aman ne sıkıcı ne fena! =)
Dün akşam Max Planck Lindau'da doktorasını yapan ve 2 aydır burda olan Etiyopya'lı arkadaşımıza güle güle partisi düzenledik. Günün malum heycanı tabii ki dilime de düştü ve herkese anlatıp duruyorum Zerrincim'i göreceğim için nasıl heycanlı olduğumu. Meğer bu ay doktorasını bitirip Mart itibariyle NASA Kepler ekibine katılacak olan KüçükPrens de daha önce gitmiş CapeTown'a. Heycanla güney yarım küre yıldızlarından, Samanyolu'nun orada ne kadar parlak olduğundan ve Büyük Macellan Bulutsusu'ndan bahsetti hızlıca. Bir de civarda penguenleriyle ünlü bir kasabayı anlattı, mutlaka gidip görmelisin diyerek.
Güney yarım küre yıldızları, parlak bir Samanyolu, penguenler, yeni bir ülke ve yeni bir şehir derken... Fark ettim ki yukarıdaki kadar mükemmel olmasa bile kayda değer bir Samanyolu fotoğrafı çekemeden dönersem CapeTown'dan, gözüm açık gidicem bu dünyadan. O yüzden ucuz, yeni başlayanlar için makul ama adi olmayan bir DSLR arayışına giriştim. Arkadaşım Canon 550D önerdi. Burdaki fiyatı Türkiye'dekinin neredeyse yarısı ama burada kredi kartına taksit yapmıyorlar nedense. Trink para olunca burdan almak zor ama taksitle bile olsa Türkiye'den almak çok anlamsız. Hal böyle olunca ben de Canon 1000D'ye bakıyorum şu sıralar, ama sevdicek pek beğenmedi onu da. Sözün özü arkadaşlar, DSLR makineler hakkında fikri olan varsa birkaç satır bişiyler yazarsa çok mutlu olurum.