22 Şubat 2011 Salı

rüya hayal plan tasarı

rüyalardan nefret ediyorum çoğu zaman. beni uzun zamandır özlediğim bir zamana taşıdıklarında da, asla erişemeyeceğim hayalleri yaşattıklarında da. ben sevmem hayal kurmayı. ne gelecek hayalleri ne tatil hayali, sevmem. kendimi kandırmak gibi gelir. sanki asla ulaşamayacağımı bilmenin çaresizliğiyle kendimi hayallerle avutuyorum gibi. ben son yıllarda gelecek planı yapmayı bile bıraktım değil hayal kurmak. 1 yıldan uzun vadeli planım yok. 1 yıl bile uzun bence. şimdiki en uzun vadeli gelecek planım Mart ortasında gideceğim Güney Afika gözlemi, o kadar. yazın başka güzel şeyler de olsun diye çabalıyorum ama plan değil onlar, hayal de değil, şimdilik sadece taslak. taslaklar gerçekleşmeyebilir ve bu sorun olmaz benim için. ama hayaller başka. hayalleri de sevmem, beni kendimden alıp götüren rüyaları da. rüyalarda sıkışıp kalıyorum bazen. bu sabah da öyle oldu. iyi değilim o yüzden.

21 Şubat 2011 Pazartesi

Haberler

Efenim diyetimiz mutlu sona erdi. Yaklaşık 4,5 - 5 kilocuktan kurtuldu cadınız. Zorlanmadım, sadece 6. ve 7. gün (haftasonunda yani evde olduğum günlerde) ne atıştırsam diye kapıları kemirecektim. Bir de son iki gün, bitti artık nasılsa diye bi rahatlığa erişip 4-5 tane fıstık atıştırmış olabilirim, evet. Ama geri kalan kısımlarda gayet usluydum, hatta çok sık olmasa da spor bile yaptık. E o zaman nerde o vaadedilen 7-20 kilo derseniz, seksen kere dedim hala soruyorsunuz yahu benim metabolizmam çooook yavaş, olmuyor öyle kolay kolay bu işler. Neyse, şimdilik gayet mutluyum. 6-7 ay sonra yeniden yapabilir miyim bilmiyorum, sanırım Eylül'de yapabilirim tekrar. Bi 5 kg da o zaman gitse artık sevdicek bana her kızdığında alıp havada iki tur attırıp geri bırakabilir sanırım. 

Neyse bugünkü derdim o değil. Şimdi benim sevgili patronum şunu yap, bunu yap, bunu da yap, e hadi bu ne zaman bitcek diye yakama yapıştığı zaman ben bu adama bi zaman çizelgesi vermiştim ya hani, al işte şu günde şu bu günde bunu yapıyor olacağım, bunlar da bu zamana bitmiş olacak tamam mı canım diyerek. Ha işte o çizelge yalan oldu dostlar. Çünkü ben bu analizleri daha önce hiç yapmamış olduğum için hangi süreç ne kadar sürer bilmeden kafama göre yazmıştım, ikincisi arada atladığım süreçler varmış. Ama asıl sıkıntılı yanı şu ki sanırım 1 hafta on gün içinde raporu yazmayı bitirmem gerek ama ben daha başlamadım bile. İşin daha da kötüsü yazmak istemiyorum =( Hangi makaleyi okusam, "ha tamam işte bu süpermiş" diyorum, sonra da ne zaman bişiy yazmaya kalksam sanki okuduklarımdan birebir kopya çekiyormuşum gibi hissediyorum. Rapor Türkçe olsa sorun değildi, İngilizce okuyup anladığını yazarsın Türkçe ama İngilizce okuyup da İngilizce yazarken aynı değil işte. 

Şimdi ben paniklemeyi kenara bırakıp, zaman çizelgesine göre geride kalan analizlerin bir kısmını daha yapıp biraz sakinleşip rapor yazmaya başlamak için kendime 1-2 gün daha vereyim mi, yoksa bir an önce şu raporu yazmak için kastırayım mı? Bence birincisi ama içimden bir ses de ikincisini savunuyor. Of bilemedim! Siz söyleyin.

Bi de şu hatunun şu yazısını okuyun mutlaka; bayıldım! Benzer konuyla ilgili bambaşka bir yazı var aklımda yaklaşık 2 haftadır, umarım onu da yazıcam yakında ama önce bunu okuyun.


Bak bi de dün ben bunu yaptım, bugün gözlemevine getirdim millet yesin diye. Çünkü aslında önceki hafta..ha sahi önceki haftayı anlatmayı unuttum. Benim gibi 1. sınıf öğrencilerine sunum yapma tecrübesi olsun diye ünlü bir astrofizikçinin hayatını anlatın denildi. Ben de gittim mal gibi Alan Guth ve Enflasyon Teorisini seçtim. Haftasonu gayet cool takılıp pazartesi ve salı yusuf yusuf moduna girdim ama sonunda çok şükür Çarşamba günü iyi bir sunum yapıp atlattım. Sunumun her sayfasına da çok sevimli cupcake resimleri koydum çünkü planım bi de cupcake yapıp millete vermekti. Böylece ağızları dolu olduğu için soru soramayacaklardı ve yedikleri tatlının mutluluğula sunumumun da çok güzel olduğunu zannedecekleri (yok lan yalan, bu kadar plan yapmadım hiç hayatımda. Alt tarafı bol bol cupcake yapıp süsleyip eğlenmeme bahane olsun diye düşünmüştüm) ne var ki yusuf yusuf modunda sunuma hazırlanırken cupcake falan yapamadım. Sonra pazar günü yaptım bi miktar ki o da ayrı bir olay, neyse bi ara yazıcam zaten yaptığım tatlılarla ilgili bişiyler, onu da o zaman anlatırım. Neyse neyse, yaptıklarımı ofise getirsem mi derken sevdicek ben yerim bunları ya götürme dedi, ben de inandım, niyeyse, o cupcakeler duruyo hala evde, ve her geçen gün biraz daha sertleşip yenmez hale geliyorlar.


Ha bu arada, yarın kurum içi eğitim var. Çarşamba günü 3 günlük Fortan kursunun ilk günü, genel bir giriş yapılacak. Ancak ben ikinci gün Belfast'ta olacağım, ki ikinci gün işin temelleri anlatılacak Fortan'da. Bu da salak bişey oldu ya nasıl olacak bakalım. Cuma günü Fortan kursunun üçündü günü. Cumartesi gözlemevine misafirler gelecek orda görevliyim, Pazar günü de bir yürüyüş turuna katılıcaz. Tanrım ne hafta yaaa! Ha bi de pazar günü Eşkiya'mın doğumgünü, tanımazsınız onu kendisi kuzenim olur, YGS mi ÖSS mi ne haltsa işte ona hazırlanıyor, tee buralardan ona ne süprüz yapılır fikir verirseniz sevinirim. 

Biz taa bi zamanlar bizim köşkün bi videosunu çekmiştik, hala upload edemedim, yazıklar olsun bana. E bari siz bana ne yapcağımı söyleyene kadar ben de o videoları upload etmeye çalışayım =) 


Aaa bi dakka yaa, bunu nasıl unuturum! Geçen sonbahar Kayseri'de St.Ziza, Onurcum ve Oblivisci Flamen ile birlikte çektiğimiz kısa filmimiz "Başkalarının rüyaları" ODTÜ Kısa Fim Festivali'nde gösterime girecek. OFF 23-26 Şubat tarihleri arasında ODTÜ'de. ODTÜ'ye girişte kolaylık olması için ihtiyaç duyacağınız ücretsiz davetiyelerinizi İmge kitabevi'nden alabilirmişsiniz. Bizim filmin gösterileceği kesin gün ve saat henüz belli değil, belli olunca haber veririm. Gidin ve beyaz perdede izleyin beni, yönetmenimle tanışın ve hatta imza isteyin. Bundan 5-10 yıl sonra çok değerli olacak o imza, benden size söylemesi!