16 Aralık 2015 Çarşamba

Sığınacak bir devir

Beni bilen bilir ya, pek severim kitapları. Almayı, dokunmayı, koklamayı, hiç değilse içi kitap dolu odalarda durmayı. Okuduğum kadar olmasa da bir dolu okumadığım kitabım vardır. Hem de sadece Ankara'da değil, İstanbul'da, Kayseri'de, Trabzon'da, Bonn'da, İrlanda'da... beklerler beni, birbirimizle buluşup dertleşeceğimiz, konuşacağımız, içimizi dökeceğimiz günü bekler gibi beklerler. Bazıları vardır ki kötü gün dostu; sona saklarım. Düğümlere Üfleyen Kadınlar öyle olmuştu benim için. Sevgili Temelkuran'ın imzasıyla göndermişti bana pek sevdiklerimden bir dost, ve ben Kuzey İrlanda'nın o keskin ayazında, gözlemevi ile ev arasında dokuduğum mekiklerde, ne kadar çanta taşımam yasak olsa da, o 15 dakikalık yolda bile yanımdan ayırmak istememiştim onu.  Bir de daha kadim dostlar var ki yine yanımda taşırım ama daha farklı; şehirden şehire, ülkeden ülkeye, kıtadan kıtaya... ama yine de kıyamam okumaya.  Devir öyle oldu benim için. Korkuyorum onu okumaya. Başladığım gece biteceğinden ve o arka kapak kapandı mı kimsesiz kalmaktan korkuyorum. Dilini öğrenmeye çalıştığım çekik gözlü insanların ülkesinde, ne zaman uzansam elimi tutan bir dost gibi yanımda taşıyorum onu, çantamda. Okumaya çekinmediğim, 1984 basımı Güney Kore Bir Model Olabilir Mi? ile birlikte duruyorlar, çantamda. Birbirlerine ne diyorlar bilmiyorum, bildiğim şey Devir'in onu okumaya kıyamadığının farkında oluşu. 

Şimdi ise... sanırım Devir'e en çok ihtiyacım olan ana geldim artık. İşim ağır aksak gidiyor, aşk desen paramparça, dost desen uzakta, para desen yok, kar desen eridi... Biliyorum Devir daha beklerdi beni ama ben bu gece, damlalarımı, Devir'in kapağını açmaktan başka sığınacak bir yerim kalmamış olmasına akıtarak, başlıyorum okumaya. 

Bazı insanların nasıl bu denli sağlam durduklarını hep merak edersiniz. Asıl onlardır en çok sevilmeye ihtiyacı olan, hatırlamaya çalışın bunu, olur mu? Bu nedenle beni hep, kimsenin sevmediği o aksi insanlar sever; bilirim çünkü en çok onların sevildiklerini hissetmeye ihtiyaçları vardır, ve ben severim bilerek kötülük yapmaya içi elvermeyen herkesi. 

Siz de sevin olur mu, önce kendinizi, sonra da etrafınızdaki o sert, dik ve huysuz görünümlü aksi insanları. Çünkü en çok onların ihtiyacı var sizin elinizi tutmaya.

14 Aralık 2015 Pazartesi

Zor

Şarja takılması gereken bir pil gibi hissediyorum kendimi bazen. herkese enerji, umut ve mutluluk vermesi güzel de, akşam olunca sarılacağı, başını yaslayabileceği birini istiyor insan. Bir sarılsam nasıl da iyi gelecek dediğim kimselerim var, çok büyük bir şans onların varlığını bilmek... ama hepsinden uzakta olmak zor... çok zor.

'zor' diyince sanki insan bir merhamet, bir şefkat istiyormuş gibi oluyor karşısındakinden. Ne cevap verebilirsin ki, 'evet biliyorum zor ama geçecek' dersin, 'sen atlatırsın bunları, nelerin üstesinden gelmedin ki' dersin, 'o kadar da zor değil aslında bak şu şu şu da oluyor hayatında' dersin. Dersin ama hiçbiri o sıcak kucaklaşmanın, yanağını göğsüne koyup kalp atışlarını dinleyebildiğin sarılmanın yerini tutmaz. Zor işte bu yüzden, demesi de, duyması da zor bir şey.

Her zaman dediğim gibi, ne kolay oldu ki... zaten herşey zor.

too much

You are expecting too much from people, he said. 
I am expecting sincerity and honesty, I replied.
This is too much! she said, this is too much.

Honesty... is a difficult virtue. It brings the risk of being rejected for being who you are and this is not an easy thing to handle because most people are desperate for all sorts of appreciations and has no power to confront the possible rejections for being who they are, their thoughts and emotions. Is this because today's world is more judgemental than compassionate or people would still be in need of admiration even the society would be more embracing? 
'If I say that I don't like this kind of music/book/movie, s/he might think we are not compatible.' 
'If I say that I am not agree, s/he might give up on me.'
'If I say that I don't want this, s/he might get angry.'
These dilemmas may perplex every mind but would you really want to be with someone who judges you from your choice of music/book/movie without asking your reasons? Would you really want to be with someone just because you don't want to be alone? Would you really want to be with someone who disrespects your choices? Why? Are you so lonely and needy to be with people no matter how prejudiced and judgmental they are? 

Sincerity... is a dangerous generosity. It brings the prospect of exposing your emotions and this is not an easy thing to recover in case you are hurt, because no matter how evolved we think we are, we are still very much directed by our feelings. Our psychology is made up of our feelings rather than our thoughts, hence the recent years' cognitive behavioral therapy is one of the methods trying to teach people how to control their emotions/psychology/mood; in other words, how not to be the slave of our emotions. But all these aside, why are you still afraid to be genuine even if the reward would be a very close friendship, a strong trust, a solid relationship or an honest response? Are you so crumbled to come back into one piece?

How can you live a life which you can not be yourself freely? Then how can you be really happy when a friend misses you, knowing what s/he misses is not the real you? How can you really trust people when you are not being trustworthy, how do you deal with this suspicion? How can you keep this pseudo character of yours in every hour of every day?

Aren't you tired? Don't you want to be accepted and appreciated for who you really are? I envy your endurance... but sorry for your despair.