30 Eylül 2016 Cuma

Lower your expectations

Hiçbir zaman kimsenin verdiği, benim beklediğim tepki değilse, ve bunu söylediğim zaman da 'senin istediğin tepkileri veremem' ise cevap, sorun bende olmalı. Demek ki ben sevdiğim biri sıkıntılı bir anında bana döndüğünde, asıl düşüncemden şaşmamak kaydıyla ona kendisini en iyi hissettirecek cevabı bulmaya çalışmakla, ihtiyacı olan şekilde ve bulunduğu şartlar içinde söylediğimi doğru anlayacağından en emin olacağım biçimde cümleler kurmaya çabalamakla hata yapıyorum. Ya da ben doğru yapıyorum da, kötü zamanımda bana ihtiyacım olan desteği verecek kimsem yok belki de. Her durumda, yalnızlık acıtıyor.

Benim artık kimseye ve hiçbir mazerete tahammülüm kalmamış onu anladım son zamanlarda. Yalnızlık insanı hırçınlaştırıyor mu, beklentileri mi yükseltiyor yoksa aksine daha da kırılgan mı yapıyor, bilemiyorum.

Herkes sadece kendi işinin yoğun ve moralinin bozuk olduğunu düşünüyor olamaz değil mi? Olabilir mi? Ya da insanlar hala daha depresyonun ne olduğunu anlayamıyor olabilirler mi? Lüks mü geliyor acaba? Kimileri evini, işini, borcunu, ailesini ve toplumun kendisinden beklentilerini idare etmeye çalışırken kimilerinin de en büyük başarısının ev, iş, borç, aile ve toplum beklentilerinin yanı sıra, bir gün daha hayatta kalmak ve maskesini hiç çıkartmamak olması inanılır veya mümkün gelmiyor mu gerçekten?

Öyledir mutlaka. Aslında çok seviyor. Aslında öyle demek istemedi. Ama ben de niye insanlar kendi istediğim tepkiyi vermeyince bozuluyorsam? Sahte olsunlar mı istiyorum? Yok canım, samimi olurken bir yandan da anlayışlı ve hoşgörülü olmak diye bir şey mümkün olamaz ki, neler düşünüyorum.