Minik minik şeylerle doluyor içim, sessiz sessiz, damla damla doluyor.
Tüm o miniklerin başında sağlık meselesi var, bunun yüzünden tıkanan işlerimse ikinci sırada. İnsanların kadir kıymet bilmezliği, saygısızlığı, sorumsuzluğu, bencilliği ve düşüncesizliği o kadar da koymazdı aslında sağlığım yerinde olsa ve işlerim tıkırında gitse.
Bundan 5 yıl kadar önce, yine benzer bir durumdaydım. O zaman mı yoksa şimdi mi aklımı oynatmaya daha yakınım bilmiyorum. O zaman verimsiz bir çitin ardına saklanmaya çalışıyordum, şimdiyse içimdeki truva atının farkında olduğum için mücadele biraz daha kolay sanırım. Ama her iki seferde de sağlığımın sıkıtısı işlerime yansımış durumda. Beni hayata en çok bağlayan şeyin mesleğim olduğu düşünülürse bunun ne denli büyük bir sorun olduğu daha iyi anlaşılır sanırım.
Bir an önce iyileşmem lazım, bu defa hem zihnen hem de bedenen. Keza böyle hasta ve sorunlu bir yaşam sürerken etrafımdaki insanları görmezden gelemiyorum. İnsanlara katlanabilmemin tek yolu, aklımı işimle meşgul edebilmemde; ama "yine yetişmedi, lanet olsun" diye değil de "acaba şu yöntemi denesem işe yarar mı"diye düşünerek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
İki kelam etmeden gittiğinde üzülüyorum ben.