30 Aralık 2009 Çarşamba

Mission Impossible Vol II

UÇAK 1
Cumartesi gecesi 04:35'deki uçağa binmek üzere 01:45de evden çıktık. Zerrincim ve Ü bıraktı bizi havalimanına ama yollar o kadar sisliydi ki acaba İstanbul uçağı rötar yapar mı diye düşünüp ya Tel-Aviv uçağına yetişemezsek diye de dertlendik. Ne var ki hem 2 gündür grip olmanın verdiği aşırı yorgunluk hem vize stresi hem de ömrümden ömür götüren poster hazırlama telaşı nedeniyle uykuya yenik düştüm yolda. Ü ve Zerrincim, planları uçağımız kalkana kadar bizimle beklemek olmasına rağmen dönüş yolundan tedirgin olup gittiler, biz de biraz etrafta dolanıp, erkenden check-in yapıp uçağa biniş kapımıza gittik ve uykumuza orda devam ettik. Uçağa binmemize az kala telefon geldi Zerrincimden, meğer dönüş yolunda o yoğun sisin üzerine bir de sokak lambaları sönmesin mi?! Neyse ki uzun sürmeden düzelmiş ve sağ salim gitmişler eve.

UÇAK 2
İstanbul uçağına bindiğimizde hayatımın bir ilkini yaşadım: ilk defa uçakta adım anons edildi "Sayın Cadaloz, lütfen uçağın ön kısmına geliniz, sayın Cadaloz lütfen uçağın ön kısmına geliniz." Önce kendim olduğuma pek ihtimal vermedim ama sonra baktım ki giden gelen yok,  amanın! Pasaportumu elime alıp gittim hemen. Uçağa binilen yerde bir görevli, yerde duran bir valizi göstererek "Sayın Cadaloz, bu valiz sizin mi?" diye sordu. Seksen bin defa uyuyup uyanmanın verdiği sersemlikle uzun uzun baktım valize, sonra benim olmadığını söyleyip neden sorduklarını sordum.
"Valizinizin üzerindeki etiket düşmüş de o yüzden sorduk."
... ?!? ...
"E bu değil tamam ama benim valizim nerde peki?"
"İndiğiniz zaman valizinizin gelip gelmediğini öğrenebilirsiniz, şimdi yapabileceğimiz birşey yok."
Hım.. E peki madem, naapalım...
Salak Witchie! Ne demek peki? Ne demek?!!! Sanki İstanbul'a gidiyorsun da orada kalacakmışsın gibi, "peki". İner inmez hemen havaalanı görevlilerine anlattım durumu. Ne deseler beğenirsiniz? "Aktarmalı uçuş olduğu için şimdi göremeyiz bunu, ancak Tel Aviv'e indiğiniz zaman belli olur. Eğer valiziniz çıkmazsa kaıp formu doldurabilirsiniz" Of Allah'ım of!

1 yorum:

İki kelam etmeden gittiğinde üzülüyorum ben.