2 Ocak 2011 Pazar

Alt tarafı naneli şeker

...ama ben size üst tarafını anlatacağım. Bugünkü derdim tasam candy cane. Şeker bastonu mu dersiniz ne dersiniz bilemem ben kısaca CC diycem bu yazıda.

Malum geldik elin gavur memleketine, meraklıyız ne yapar ne eder bu millet kendi bayramlarında diye. Ne bulsam eve dolduruyorum hemen birer ikişer. CC de bunların arasında tabii. Christmas ile ilgili bi nane olduğunu biliyorum da, detayını bilmiyorum. Ne zaman yenir, napılır vs.. O yüzden çam ağacına asıyorum, yeni yıl günü yeriz diye. Soran çıkar, bunu şöyle şöyle yaparız diyen olursa da hemen yapıştırıcam cevabı "e onu biliyorum ama biz böyle yapıyoruz. Zaten Hristiyanlıkla da alakası yok bizim böyle yapmamızın, sadece yeni yılı kutluyoruz biz." Ulan dangalak, Türkiye'de kutladın yeni yılı da hiç aldın mı CC? Yoktu tabii nerden alcan? Gerçi bizim yusyuvarlak rengarenk taptatlı şekerlerimiz bunlara bin basar ya olsun eksik kalmasın aman!

Dün gece, malumunuz yılsonu gecesi, sıcak şaraplarımızı içtik, ateşimizi yaktık, filmimizi izliyoruz derken sevdiceğin başı ağrıdı azıcık, böyle olunca şampanya planımızı erteledik, CC'yi de şampanya ile birlikte yiyip iyice p.ç etme planlarım cumburlooop suya tabii. Neyse sorun değil.

Gün bugün oldu, bir yandan haftalardır yapılmayı bekleyen tercümeleri bitiriyorum teker teker bir yandan da CC'mi yiyorum derken, sıkıldım dağıldım konsantrasyon falan kalmadı. İlk aklıma gelen şeyi google amcaya sorayım hele dedim, bişiyler öğrenelim hakkında. Bildiniz, malum şey CC!

Şu sevimli şekerin amma detayı varmış yahu. Bi kere neden baston şeklinde? Çobanların bastonunu hatırlatsın diye; çobanlar kuzuları sabaha karşı gütmeye çıkarırlar ve Güneş'in doğuşuyla birlikte melekleri ilk onlar duyarlarmış. Bu kısım çok uyduruk geldi bana da, bunu beğenmeyenler için Jesus'un J'si açıklamasını veriyorlar sanırım. Şeker neden kırmızı beyaz çizgili? Bu sorunun cevabı çok daha karmaşık. Önce neden çizgili sorusunu cevaplıyoruz: İncil'den şöyle bir alıntıyla: "By his stripes we are healed" Burada stripe=bant, çubuk gibi bir tercüme ele alınarak his stripes derken sanırım İsa'yı bağladıkları ipleri kast ediyor. "Onu bağlayan iplerle iyileştik" gibi bir tercüme söz konusu olabilir. Aslında onu bağladıkları çarmıha veya belki de sırtındaki kırbaç izlerine de bir atıf olabilir, bilmiyorum, uyduruyorum.

Gelelim renklere. Neden kırmızı ve beyaz? Önce kırmızı: Kırmızı, zavallı İsa'nın çarmıhta iken bizim için akıttığı kanı ve bize olan sevgisini simgeliyormuş. Beyaz ise: çoğu zaman kötü şeyler yaparız ve içimi kirletiriz ya hani, ha işte bu beyaz sayesinde içimiz temiz oluyormuş. İçi çok temiz dediğimiz adamlar hep beyaz şeyler yiyor olmalı buna göre, peh, saçma. Gelelim tadına. Bu sevimli renkli şeker öyle çook tatlı ballı birşey değil. Evet tadı güzel ama bildiğimiz naneli akide şekeri işte. Alt tarafı naneli akide şekerinin üst tarafındaki nanenin hikayesi şöyle: efenim nane, ingilizcesi hyssop olan çördük/zufa otunun (ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok) bir benzeriymiş. Hyssop'tan ise İncil'de tedavi edici bir şey olarak bahsediliyormuş. Yani hyssop'un temsilcisi olan naneyi yiyince de iyileşeceğimiz varsayılıyormuş.

Bir hikayeye göre şekerci bir amcacık Christmas ruhuna uygun bir şeker yapmak istemiş ve işe koyulmuş. Baston şeklinde yapmış ve bunun Christmas'ın gerçek anlamıyla örtüşen birçok sembol de içereceğini düşünmüş. Saf beyazla başlamış şekeri yapmaya, İsa'yı doğuran Meryem'in aslında ne kadar saf ve temiz olduğunu sembolize etsin diye ve sert yapmış kilisenin sert bir taş kadar sağlam temeller üzerine kurulduğunun bir ifadesi olarak.
Şekeri baston gibi bükmesinin bir nedeni de bu bastonun çobanları anımsatması ve İsa'nın kendisini "İyi çoban" olarak adlandırmasıymış. Baston şeklindeki bu beyaz şeker, şekercinin gözüne fazla sade görünmüş. Biraz renk katmalı buna demiş ve kırmızının Christmas ruhuna uygun olacağını düşünmüş. Kırmızı çizgiler çizmiş şekere ki bu çizgiler İsa'nun sırtına yediği kırbaçların izlerini temsil etmekteymiş. Sonra tüm bunlar şekerciye yetmemiş, başlamış İsa'ya yalvarmaya, "lütfen bu şekere Christmas'ın gerçek anlamını anlatması için ne yapmam gerektiği konusunda bana yardımcı ol"diye. O sırada şeker şekercinin elinden kaymış ve tepe taklak yere düşmüş. Düşmüş ki Jesus'un J'si şeklinde görülmüş. Bizim manyak şekerci de sonunda tatmin olmuş çok şükür, bu hikaye de burda bitmiş!

Yani dostlarım, keyifle yediğimiz şeker, çobanın bastonu olmakla kalmıyor, İsa'nın kırbacını, Meryem'in saflığını, içimizdeki kötülükleri ve şimdi bilmediğim daha kim bilir ne menem şeyleri sembolize ediyor. Gel de yala şimdi o kırmızı tatlı çizgileri! Bildiğin kırbaç iziymiş lan! Öyk!





PS: Bu kadar anlatıp anlatıp da bu şekildeki şekerin Köln'deki Dom Katedralindeki eski bir koro şefine atfedildiğini yazmamak olmaz sanırım. Daha fazla bilgi için buraya tıklayabilirsiniz.

2 yorum:

  1. Benimkini de yemdin umarım (inşallah diyecem de, bhu kadar hris-crhis dolu yazı altında irticacı kaçabilir). Yediysen bittin!!!

    YanıtlaSil
  2. yememiş olmam yemeyeceğimin garantisi olamaz. onu fazla ihmal edersen akibetini bilemem. keşke daha fazla alsaymışım. Scotch street'teki şekercide dahası da vardır umarım.

    YanıtlaSil

İki kelam etmeden gittiğinde üzülüyorum ben.