fotoğraflarla hayat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
fotoğraflarla hayat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Ocak 2012 Salı

öpunzel


Biz dün akşam scrabble oynadık yahu! 

8 Ocak 2012 Pazar

miskin



Bugün çok miskin bir gün oldu çook! Kedilerle oynaşa oynaşa, uyuya kalka günü bitirdim resmen.

Akşama da beceriksiz bir sahlep yapma tecrübesi.

Şimdi sıra uzun zamandır izlemeyi hayal ettiğim filmde: The Chronicles of Narnia The Voyage of the Dawn Treader

Herkese iyi pazarlar!

7 Ocak 2012 Cumartesi

Sonunda raflandık

Aylardır eve birkaç raf daha gerekiyor diye sayıklıyorum ama ya vida eksik oluyor ya dübel ya da raf ayağı. Sonunda herşey tam, bizde de motivasyon fullken, bugün hallettik bu işi.

8 Aralık 2011 Perşembe

hasta mı oluyorum ne



Dünden kalma kapuska yemeğinin üzerine eski Zombi oyununa sarınca sevdicek ben de aylardır okunmayı bekleyen dergilerden birini aldım elime. Diziydi etmaindi derken bi türlü gönlümce okuyamaz oldum yine son zamanlarda. Dergi taa Ekim 2010'dan kalma, varın siz düşünün halimi. 

Sabahtan beri nezle olmaya hazır bir durumda olduğum için biraz panik durumdayım. Ben aslında her yıl mutlaka en az bi kere grip olurum ya, nasıl oldu bilmiyorum bu ayaz ülkede grip olmamayı başardım geçen sene. Bu başarımın sırrı ise Türkiye'den getirdiğimiz bebe aspirinlerinde. Sabah uyandığımda hafif bi boğaz yanması vey burun aktısı hissedersem hemen bi tane bebe aspirini alıyorum, bi de gece yatmadan, ertesi gün de duruma göre belki bi tane daha. Böylelikle gribi uzak tutmayı başardım ya, darısı bu seneye. Gün boyu bolca mandalina yedim zaten. Akşam da dergimin yanına yine Türkiye'den getirdiğimiz Lipton'un Nane-Limon çayı, hem de ballı! Değmeyin keyfime. Sümüklü mendilimi de sümüklü diye hor görmeyiniz lütfen, o da tee Türkiye'den geldi, hem de papatya kokulu; burda Watson yok da! burda zaten hiçbişiy yok! Almanya'ya giderken orda sevdiğim şeyler bulamam diye ne varsa yüklenmiş sonra da bi dolu şeyden memnun kalınca  hamallığıma gülmüştüm. Gerçi orda da kıyafet beğenemiyordum ya, en azından H&M daha uygun fiyata ve 3 sokak aşağıdaydı. Burda da aynısı olacak diye olabildiğince az eşyayla geldim ama dımdızlak kaldım valla ortada. Neyse, alt tarafı fotoğraf açıklaması kısa bir yazı olacaktı bu, döküldüm yine. Özlemişim yazmayı sanırım =) 

Hepinize huzurlu ve keyifli geceler efem.

PS: Gaza gelip koca bir yazı yazmıştım telefondan ama göndere göndere sadece fotoğrafı göndermiş bloga aptal alet, baştan yazdım, olduğu kadar =(

7 Aralık 2011 Çarşamba

Klasörüm

Mangolu ilk fotoğraf yazımı paylaştım ama 19:12'de çalıştırdığım kod saat 19:26 olmuş hala bitmemiş olunca bari ben de bu arada bugün çektiğim asıl fotoğrafı koyayım buraya.



Bu klasöre Murtaza ile yazışmalarımızı ve onların üzerinden ilerleyen çalışmalarımı koyuyorum. 4 halkalı olması önemli bir detay, keza iki halkalı klasörlerden dilleri dışarı çıkan kağıtları hiç sevmiyorum. Hele ki bir de şu naylon dosyaları falan takarsanız vay halinize. İlginç ki burada 4 halkalı klasör bulmak neredeyse imkansız. O yüzden Türkiye'den gelirken getirdiklerim, bi de Zerrincim'in gönderdikleri çok kıymetli. Geldiğimde yine alıcam bu güzellerden. Nezih kırtasiye yaşadı yine =)

Tee bi ara Murtaza benden haftalık rapor yazmamı istemişti. İlla bana göndermene gerek yok ama bir deftere falan not alırsan iyi olur sonrası için, ha bu arada bana gönderirsen ben de senin nelerle uğraştığını bilmek isterim tabii demişti. Ben de bunu kendime bir dürtük olarak algılayıp olabildiğince her hafta başında veya sonunda ona mail atmaya çalıştım yaptıklarımı. Sonuç beklediğimden de iyi oldu. Birincisi adam benim çalıştığımı farketti. İkincisi nelerle oyalandığımı gördü. Üçüncüsü ve en önemlisi de bilimsel açıklamalarını o da bana maille yazar oldu - gerçi bunun asıl sebebi o sıralarda ülke dışında olmasıydı ama olsun. Bu sayede adamın söylediklerini yazıcam diye helak olmaktan ve bişiyleri unutmaktan kurtuldum.

Mor kulakçıklar şu sıralar üzerinde çalıştığım kodların yerini belirtiyor.

Monte Carlo Simülasyonu denilen şeyin ne olduğunu anlayacağımı ve hatta yapacağımı da hiç tahmin etmiyordum, o da çıktı aradan. Ha bu arada, Monte Carlo Methodunun adının Monako'daki Monte Carlo gazinosundan geldiğini biliyor muydunuz?  (Meraklısı için MC ile ilgili hoş bir yazı; gerçi ben de henüz tamamını okuma fırsatı bulamadım ya, neyse) Ayayayayyy! Linki verirken farkettim ki Open this link in a new window seçeneği koymuşlar hem metinlere hem de resimlere! Sonunda!!! Göndermiş olduğum zilyon tane feedback işe yaramış! Yihhaaa!!!

Sevdicek hadi eve gidelim dediğinde saat 19 sularıydı. Şimdi beni bekliyor hadi desem de gitsek diye...

Saat 19:39 oldu ve kod hala çalışıyor! Tanrımmmm!!!

Mango


Geçtiğimiz ay manyaklar gibi Lost izlerken "şu dizi bi bitsin de bundan sonra bloguma yine eskisi gibi yazıcam bi dolu bi dolu" diyordum. Dizi bitti de ne oldu? Yok migrendi, yok mide ağrısıydı, yok eve geç geldik, aman temizlik yapalım derken yine yazamıyorum. Ben de bundan sonra her gün hiç değilse bir fotoğraf yüklemeye karar verdim. Uzun uzun yazmak istediğim zilyon tane detaydan bir kaç damla olsun aktarabilirim belki böylece. İlk fotoğraf Lost'un anısına mango =) Sawyer sağolsun, insanın canını çektirmekte birebir!