Bir şeye inanmak ne kadar güçlü ve önemli bir his. İnanç, his mi duygu mu? His ile duygu aynı şeyler mi? Bence farklı anlamlar var. Her ne ise. Aslında inanmak değil de hissetmek sanırım önemli olan. Bilmek ile hissetmek arasındaki fark... Kendimi tekrar ediyorum galiba yine. Bazı sorularımı gerçekten çözmeden bir şekilde üstünü örtersem, er ya da geç yeniden o sorunla karşılaşıyorum içimde. Bu da öyle sanırım. Ama bu bir soru değil. Yani bildiğim şeyi hissetmemek durumu. Her defasında farklı şeyler için söz konusu olabiliyor. Bu olguyu çözmem gerek sanırım. Yani birşeyin olduğunu bilip de hissedemediğim zaman ne yapmam gerektiğini veya onun altında aslında aklımda ne yattığını çözmem gerek galiba. Aklımla kalbimin çeliştiği bu durumlardan nefret ediyorum. Böyle zamanlarda çok dar köşelerde sıkıştırılmış hissediyorum kendimi. Kaçamayacak gibi hissediyorum. Üstüme biniyormuş gibi sanki havadaki her oksijen azot hidrojen, ne molekülü varsa artık... ve en çok da sarhoş olmak istiyorum böyle zamanlarda. içip içip içip sızmak bi kenarda... içip de sızmak aslında çok hüzünlü ve belki de trajik bir şey olsa da kendi tadında bir de huzuru var sanki...
ha bi de 91 ve sincap la olan sohbetleri özledim.
Bonn meseleri ve burada uğraşmak zorunda kaldığım bi dolu anlamsız şey yüzünden kendimi rahatlatan neredeyse tüm yolları ihmal ettim son zamanlarda. kendime bunu yapma hakkım olmamalı.
Bailey's çakması bişiymiş bu, çok sevdiğim söylenemez ama fena da değil hani. içelim...
kalbim bedenimden de büyük desen de olmaz hissetmelisin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kalbim bedenimden de büyük desen de olmaz hissetmelisin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
20 Haziran 2009 Cumartesi
26 Ocak 2009 Pazartesi
Sertab & Sezen...
Eğer sevda bu demekse,
ben vazgeçtim,
beni sevmeyin...
İncelikler yüzünden oldu ne olduysa. İncindim, incitildim derinden... Bir minicik kız çocuğu, bak duruyor orada hala... Anlatamam gördüklerimi o neşeli çocuğa... Ben bu yüzden; incelikler yüzünden çok üzüldüm... Benim kadar değilse de, siz yine de incelikli davranın... Yoksa... Her gün bir şey daha biter, ve kötüsü, giderek acı vermez biten şeyler, çünkü, kayıtsız bir razı oluş başlar, solar içimizdeki güller, birer birer... Üzgünüm bitenler için, çok üzgünüm...ve sanırım dargınım da biraz...Gündüzü savaş, gecesi yalan bir şehirde çok yalnız kaldığım için... üzgünüm... Gün gelir, rügzar fırtına olur. Aslında dertleri gönül kendisi arar da bulur. Her gülüşte bir cevap buldum sanırsın, ama olmaz ne yapsan, eninde sonunda içinde kopar o isyan... Fakat sen, yine de gülümse ne olur.. Bugünler dün olur.. Hatıralarla yaşanmaz ki..yazık olur...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)