stZiza'cım daha önceki mimi yazamadan tekrar mimlemiş beni; çok da iyi etmiş aslında, çünkü o mim için gerçekten düşünmek çok hoşuma gidiyor, iyice içime sindiği zaman yazacağım, yazmaya kıyamadığım mimlerden birisi oldu benim için. Şimdiki ise en yakınımdaki kitabın 161.sayfasının 5. cümlesi:
The Complete Works of William Shakespeare
161. sayfa Titus Andronicus'a ait sayfalardan birisi:
"And what not done, that thou hast cause to rue"
Bu cümle ile ilgili söyleceklerimi sonraya saklamak istiyorum... ama şu var ki bugünkü dünyadan kaybolmak istediğim zamanlarda gerçekten işe yarayan bir kitap bu. Bugün de öyle zamanlardan birini yaşadım, yardımıma koştu Shakespeare amca... Titus Andronicus, Shakespeare'in ilk trajedi eseri. Bu eserde Özdemir Asaf'ın çok sinir olduğum bir şiirinde bahsi geçen Lavinia'da yer alır. Asaf, "sana gitme demeyeceğim Lavinia" der ya hani, hiç sevmem işte ben bunu. Çünkü Lavinia'ya bazen gitme demek gerekir, bazen sıkı sıkı tutmak gerekir kollarından ne kadar gitmeye çabalasa da... Ama kimi zaman da çok severim bu şiiri, çünkü özgür bırakır Lavinia'yı. Sevip sevmediğime karar veremediğim için, çok sinir olurum bu şiire:
Sana gitme demeyeceğim
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar,
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalan istiyorsan yalanlar söyleyeyim.
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.
Ne zaman, gitmesi gerektiğini düşünüp kendini gitmeye zorladığı için, verdiği karar duygularına yenik düşmesin diye bir an önce senin ellerinden kaçmaya çalışarak gitmeye çabaladığını; ve ne zaman bir kuğu zarafetinde usulca, sessizce ve sen kabullenene kadar bekleyebilecek bir sabırla gitmek istediğini bir kadının..bilebilmek zor iştir...
26 Ocak 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
İki kelam etmeden gittiğinde üzülüyorum ben.