Bir allahın kulu varsa bana şu durumu açıklayacak, lütfen yapsın bi an önce!
Şekilde gördüğünüz yer şehir merkezindeki otobüs durakları.Enstitüden bindiğim otobüs uyuz uyuz ilerleyip sarı noktada duruyor. Ben hızlıca iniyorum ve kırmızı noktadaki otobüse doğru koşmaya başlıyorum. Mesafenin koşmayı gerektirmeyecek kadar kısa olduğu zaten haritadan da görülüyordur sanırım. Ama şöyle oluyor; ben koşmaya başlıyorum, kırmızı otobüs şöförü otobüsün kapılarını kapatıyor. Daha hızlı koşuyorum, ve elimle 1dk diye işaret ediyorum bi yandan ama otobüsün yanına varmam ancak 2 saniye sürüyor. Ve fakat otobüs şöförü amca kapıyı kapatmış olduğu için, bana anaokulunda öğretmenin donunu paçasından aşağı indirmiş çocuklara bakar gibi bir bakış atarak başını iki yana sallıyor. Ben kırmızı noktaya varıyorum, otobüs hareket ediyor.
Hava buz gibi! Artık sadece ben değil şehirdeki herkes donuyor! Herkesin kırmızı bir burnu var! Ne kadar kalın giyinirsen giyin, nehrin dibinde olmanın verdiği o rutubet ve biraz daha kuzeyde olmanın getirdiği rezil sert rüzgar içine işliyor insanın. Ben astronot olmaya karar veriyorum. Ancak o kıyafet üşümemi engeller diye düşünüyorum çünkü. Çünkü anlıyorum ki ne türbana girsem ne kar tulumuyla gezsem yetmeyecek, hep açıkta kalan ve donma tehlikesiyle karşı karşıya kalan bi yanım olacak. Ve bu hayvanoğlu hayvan herif, sadece hayvanlığından, SADECE HAYVANLIĞINDAN, beni bir sonraki otobüse kadar o dondurucu soğukta bekletmak istiyor.
Efendim? Yanlış mı anladım? Tabi, tabi! Görevini yapıyor! Sç$@&$$@@!?€ß**!#dsdsadsa!!!!
Nefret ediyorum bu şehirden, bu ülkeden, bu ülkenin bu insanlıkları bi taraflarına kaçmış canlılarından! NEFRET EDİYORUM!
Ha inadım ama ben de! Koşarak 4 sonraki durağa gidiyorum. Aklımsıra otobüsten önce gidip yakalıycam otobüsü o durakta ve o hayvan herifin gözünün içine baka baka binicem o otobüse. Noolucaksa sanki!? Beceremiyorum tabii. Ama o soğukta koştuğum için biraz ısınıyorum en azından. 10 dk bekliyorum bir sonraki otobüsü. Üşüyorum yine. Kaşkolum ve şapkamın arasından sadece gözlerim görünüyor ama gözlerimin kenarları üşüyor işte! O soğuk ordan girip tüm yüzüme, boynuma, tüm bedenime dağılıyor! Donuyorum ulaaan!
Sonunda eve geliyorum. Her zamanki gibi ilk işim olarak, evet tam bir internet bağımlısı olarak, paltomu çantamı bile çıkarmadan zaten beni hep açık hazır ve nazır olarak bekleyen Asuman'ın başına geçip maillerimi kontrol ediyorum...ve ancak o zaman içim ısınıyor... :)
29 Ocak 2009 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bugün sevdiklerinden biri sana gelicek olsa, enstitüde bekliyor olsa, bana inan ne o otobüs şöförü ne gri gökyüzü ne de soğuk umurunda bile olmayacaktı. Gelen dostunu karşılayabilmek için giderken hiçbirşey dikkatini çekmiycekti. Hepsi detay sadece gelen dostun önemli olacaktı.
YanıtlaSilBize verilen her gün, her saat, her dakika detayı göremeyecek kadar güzel inan.
Yazar olan sensin anlatamam ki...
maillerden değildir o; odanın kalöriferindendir:)))
YanıtlaSiluyuz musun onurCUM?
YanıtlaSil"Adsız" en az makale kadar guzel bir yorum yapmışsın. Gerçekten mukemmel. Yazıda cok orjinal ve içten. Da, şehir hangi şehir onu anlayamadım :( herneyse sevgiler.
YanıtlaSilŞehir? Bol bulutlu, sabahın 8'inde bile karanlıktan sokak lambalarının yandığı, buuz gibi bi havası olan, insanları insanlıktan çıkmış garip varlıklar olarak dolaşan sevgili Almanya'nın sevgili eski başkeni; Bonn...
YanıtlaSil"savaş çocuğu" harikasın!
YanıtlaSilBloğunu ziyaret ettim ve witchie için harika birşey buldum!
witchie bu sana
Ahmet abimize de Savaş Çocuğu!na da 35 tır dolusu teşekkürler!
(36cı tırı witchie için bekletiyorum :)
sanırım uzun olunca almıyor
tekrar girmeliyim
Kuantum teorisi oluşturdu hayatımın bütün ilkelerini
YanıtlaSilKuantum felsefesi yaşamımın içinde, bir yaşam tüneli
Kuantum fiziği hayat merdivenindeki başlangıç çizgisi
Kuantum yaşam felsefesi kanatlarımdaki rüzgârın sesi
Kuantum güneşi aydınlık dünyalarımın parlak geleceği
Kuantum zaman tünelindeki keşfettiğim yaşamın izleri
Kuantum sanat felsefesi olunca hayatımın vazgeçilmezi
Kuantum düşünce, kuantum yaşam, kuantum felsefesi
Geleceğin çizgisinde takip ettim yaşamın ayak izlerini
Kuantum felsefesinin açtığı mutluluk anahtar kilidini
Açtığım her kapı ardında gördüğüm aşk ve sevgi izleri
Kuantum rüzgârlarında uçan mutlu güvercinler misali
Pozitif düşüncenin etkenlerindeki sonsuz hayat iksiri
Hedefe tam isabet ettirdiğim kuantum teknik ilkeleri
Hayat akışını kontrol eden düşünce kuantum felsefesi
Olumlu düşlerin uygulama alanında kaderimin çizgisi
Yaşamak için yaşatmak, sevilmek için sevmek ilkesi
Damarlarımda dolaşan ateşin iksiri oldu aşk ve sevgi
Beni ben yapan ilkelerimde kuantum yaşam felsefesi
Paylaşımcı zihniyetin kaynağı oldu olumluluk ilkeleri
Ahmet Nuray
www.ahmetnuray.com