27 Şubat 2009 Cuma

aşkolsuuuuun

Evet, "Haydut Fransa'ya indi" mesajıydı en son aldığım haber, ve şimdi de "Eşkiya'nın parfümünü nerden almıştın" sorusu için açılmış bir telefon... Ben de iyiyim canım, sağlığım iyi, derslerim iyi, havalar iyi, ne zaman geleceğim daha belli değil. Ama sen sormadın zaten. Neyse önemli değil. O parfümü Almanya'dan almıştım, Türkiye'de bulabilir misin bilmem. Hatta geçen seneki gibi bu sene de Eşkiya'nın doğumgününe yetişecek şekilde netten sipariş vermeyi de planladım ama mali krizde olduğuma karar verip vazgeçmiştim. Sen ne kadar "onlar benim çocuklarım, karışmayın diyorum size" desen de, ben kardeşsiz birisi olarak "onlar benim canlarım" diyorum; her ne kadar herkes "yapma" dese de bana, ben onları senin çocukların olarak görmüyorum ve içimden geldiği gibi davranıyorum. Sen tabii ki ailenin en önemli insanı, acil durumlarda kafası çalışan tek kişisi, herkes için kendini feda edenisin. Ve dost acı söyler diyerek, zerafeti unutup, en kolay kalp kıranımızsın da aynı zamanda. Ama ben seni seviyorum yine de. Ve bu yüzden şimdi bakıyorum acaba o parfümü Ankara'da bulabileceğin bir yer var mı... Varmış canım, Boyner'de bulabilirmişsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki kelam etmeden gittiğinde üzülüyorum ben.