Bugün Cumartesi olmasına rağmen Masada-Ein Gedi-Lut Gölü gezisi için sabahın köründe kalktık. Bizim için Cumartesi ama İsrailli'ler için Pazar gibi.
Erkenden ve hızlıca yaptığımız kahvaltının ardından otobüse doluştuk 45 kişi. Rehberimiz Dany'nin anlattığı şeyleri elimizden geldiğince fotoğraflamaya ve fırsat buldukça da fotoğrafların üzerine ses kaydı olarak kaydetmeye çalıştık. Gezdiğimiz yerlerin detaylarını anlatabileceğimi pek sanmıyorum ama aklımda kaldığı kadar özetlemeye çalışayım.
- Masada ibranice kale anlamına geliyormuş.
- Herod adında bir kral yaşamış Masada'da, ve bu kaleyi yaptırmış. Mimarlara göre, çok mükemmel olan bu kaleyi yaptırdığı için çok iyi bir mimar ama psikologlara göre ise tam bir paranoyak. Niye mi? Çünkü kalenin düşmanlara dönük yanı tam üç sıra sur ile çevrili. Kralın aklında "ya bu suru aşarlarsa?" sorusu her daim diri olduğundan, "bari bunu aşamasınlar" diye diye iki sur daha yaptırmış adam.
- Ne var ki kralın tüm tedbirine rağmen sonunda Romalılar kalenin kapısına dayanmış. Önce demir topuzlarla saldırmışlar fakat yahudiler bunu farkeder etmez kapılara ekledikleri tahtalarla esneklik verince ucu ateşli oklar kullanmış Romalılar. Kapıları yıkıp içeri girmeleri an meselesiyken Romalılar geri çekilmiş ve ertesi sabah geleceklerini bildirmişler bir şekilde.
- Romalıların tavrı garip ama bu duruma yahudilerin verdiği tepki daha da garip. "Romalılar gelip de kalemizi ele geçirince bizi ya öldürecekler ya da çocuklarımızla birlikte köle yapacaklar, karılarımızın ırzına geçecekler. Romalılara boyun eğerek, namusumuza leke sürdürerek yaşayacağımıza özgürlüğümüzle ölürüz daha iyi" demişler ve topluca ölüme karar vermişler. Tabii intihar dinlerinde yasak olduğu için buna da şöyle bir çözüm bulmuşlar: Her erkek kendi karısı ve çocuklarını öldürecek. Seçilen 10 erkek diğer erkekleri öldürecek. Seçilen son bir kişi de diğer erkekleri öldürdükten sonra kendini öldürecek. Böylece 960 kişi içinden sadece 1 kişi intihar etmiş olacak. Tabii rehberimiz Dany öykü böyle anlatmadı, çok daha güzel ve Yahudi Savaşı'nı yazmış olan Josephus'un da satırlarından alıntılarla anlattı. Şimdilerde Josephus'un Yahudi Savaşı'nı anlattığı kitabını arıyorum. Güzel bir baskı bulabileceğimden şüpheliyim ama en azından bir pdf kitap buldum şimdilik. Bi de anlamadığım bir nokta var; intihar suç da adam öldürmek suç değil mi, bu kısımda aklım biraz karıştı doğrusu.
- Ertesi sabah kaleye dalan Romalılar yerlerde cesetlerle karşılaşınca işin heycanı kaçtı diye mi nedendir bilinmez, aman istemeyiz biz bu kaleyi diyip çekip gitmişler. Kale de sonraları bilmemne kraliçesi bilmemkim tarafından keşfedilmiş.
Su çözümünden etkilenmemişmiş; bak hanımefendiye sen. 2000 yıl öncesinden bahsediyoruz. Adam çölün ortasında, ufukta bile görünmeyen Kudüs'ten su getirmiş bea!!! Hemide yer seviyesinden 450 metre yukarıya!!! Şimdi kolay tabi "Buranın rakımı kaç; 30m. Ee, iyi o zaman, 30 metre aşağısı ki hala buraya çok yakın, Kudüs'ten alçak.O zaman oraya yağan yağmuru bi şekil buraya getirebiliriz" demek. Adam ne bilsin 2000 yıl önce oranın rakımını felan şıp diye. Onu bilip böyle bir çözüm bulması hayret verici olan zaten.
YanıtlaSilBiz bilim insanıyız, sayısalcıyız; öyle "jöle gibi" falanla olmaz: Tuz oranı %28 ila %33 arasında efem. %35 lik tuz oranına sahip Assal gölü'nden -ki kendileri Afrika'dadır- sonra Dünya'nın en yoğun su birikintisidir.
tek karı sen misin?
YanıtlaSilbir de savaşta her şey mübahtır lafından ötürü adam öldürmek günah değildir. bildiğim kadarıyla dinlerin hepsinde öyle. ayrıca kıyaslama yapıldığında intihardan daha düşük suç seviyesine sahip diye bir inanış olduğunu düşünüyorum.
ben olsam arkadaşlarımı da gaza getirip kafa göz girişirdim Romalılara. o ayrı
Özgür'ün son dediğine katılıyorum. Ne o öyle be? Sıra sıra öldürüyorlar birbirlerini. :S
YanıtlaSilAyrıca tamamiyle buharlaşmadan gölcağız gittiniz gördünüz işte. Sevinin. Darısı bizim başımıza. :)
Tek karı ben değilim ama karıların çoğu havuzda takıldı galiba veya göle erkenden girmiş çıkmış olabilirler, keza biz otobüse zar zor yetiştik.
YanıtlaSilserkan'cım ben ki daha Ürgüp'ü ve Pamukkale'yi görmemiş biri olarak burayı görebilmiş olduğuma inanamıyorum hala. Bunun üzerine şimdi Tuz Gölü'müzü de görmek istiyorum. Gezecek yerler epeyce birikti, daha çok yurtiçi toplantıya ihtiyacımız var sanırım :)))
Aziz Efendiye söyleyelim ayarlasın hemen bir Pamukkale. Tuz Gölü'ne de akarız oralardan. Bana uyar. :)
YanıtlaSilTek karı olayına da fena güldüm. :D