16 Ocak 2010 Cumartesi

Yurtiçi Kargo: Söz verdikleri gibi!

İsrail günlüklerini bitirmeden başka yazı yazmak yok kuralını aştığımdan beri geriye kalan 2 günü asla yazamayacakmışım gibi hissediyorum ya görücez bakalım. Aslında bu gece İsrail yazı-dizisini bitirmeyi de düşünmedim değil ama önce bugün olanları yazmazsam olmaz.



Pazartesi günü daha fazla dayanamadım ve D&R'ın internet sitesine girip Ece'nin son kitabı Muz Sesleri, uzuuuun zaman önceki bir sevgilimin bana "mutlaka okumalısın, kesin seversin" diye tavsiye ettiği Dan Brown'dan Angels & Deamons ve bugüne kadar okumamayı başardığım ama Melekler ve Şeytanlar'ı alınca bunu almamak olmaz dediğim Da Vinci Code, Scientific American ve National Geographic Türkiye'nin Ocak ayı sayılarını sipariş ettim. Siparişin durumu ile ilgili olarak internet sitesinde "Tedarik Sürecinde" yazısını görüp kudurarak geçirdiğim 3 günün sonunda "Kargoya Teslim Edildi" yazısını görmemle hüsrana uğramam bir oldu. Neden mi? Çünkü kargo firması Yurtiçi Kargo!

Yurtiçi Kargo'yu genel itibariyle sever(d)im, çok süper olmasa da yine de kötü bir firma olduğunu düşünmezdim, taa ki Kayseri'deki Yurtiçi Kargo ile tanışana kadar. Geçtiğimiz aylarda bir arkadaşım için idefix'ten verdiğimiz siparişler de YK ile gönderilmişti. Taa çarşamba günü internet sitesinde gördüğümüz "Kargo Firmasına Teslim Edildi" yazısının üzerine ancak bir sonraki Salı günü elimize geçti. Bu defa da bir müdahalemiz olmasa yine aynı durumla karşılaşacaktık muhtemelen. Ancak başıma geleceği bildiğimden dün öğleden sonra 2 sularında telefon ettim kargo firmasına, "Bugün için söz veremeyiz, dağıtım yetişirse arkadaşlar adresinize getirecektir" cevabını aldım ne kadar acil olduğunu söylersem söyleyeyim. Aciliyet neye göre, tartışılır tabii ama gönderinin içinde ne olduğundan bağımsız bir şekilde sen o kargoyu eline geçtiği zaman en kısa sürede alıcıya ulaştırmak zorunda mısın, değil misin? Kaldı ki belki yolculuğa çıkacağım bu gece, belki birisine doğumgünü hediyesi vericem, belki belki belki...

Neyse, siparişlerin dün elimize ulaşmamış olmasına çok da şaşırmadık ama bugün de aynı şey olmasın diye çok sevgili St.Ziza telefon etti kargo firmasına saat 4 sularında. Dün ellerine ulaşmış ve hatta dağıtıma çıkmış ama vakit yetmediğinden geri dönmüş olan paketin bugün mutlaka bize iletilmesi gerektiğini söylediğinde aldığı cevap "Dağıtım 19:30'a kadar devam ediyor" oldu (halbuki internetten baktığımızda, dünkü işlemlerin son satırında "zaman yetmedi" ibaresinin karşısında 18:45 yazıyordu). "Peki en geç 19:30'da kesin elimizde olacak mı?" diye sorunca da "Elinizde olup olmayacağını 19:30 olunca görürüz şimdi birşey diyemem" cevabını aldık, ne güzel değil mi? Biraz zorlama sonunda ancak "elimizden geleni yaparız" cevabını verdiler. 18:30 civarında kargo hala gelmeyince St.Ziza bir kez daha aradı. Bu defa "Vakit yetmez, artık bugün gelmez" dedi telefona cevap veren muhterem. Sanırsın ki adamların işi bu değil de komşusunun hatrına yolu bizim evden geçerse bırakacak paketi. Azıcık diş gösterince şube müdürüne bağladılar, neyse ki müdür normal bir insan çıktı da gerekeni yapacağını belirtti. Gerçekten de 19:05'de kargocu kapıyı çaldı, kitaplarım geldi diye sevinçten zıp zıp zıplayarak aldım paketi.
Acaba eksik falan var mıdır, görevlinin yanında mı açsam ki diye düşünürken ben, kargocu komik bir şekilde koşarak uzaklaştı. Belli ki mesai bitimine rağmen bu paketi teslim etmesi söylenmişti ve işi biter bitmez bir an önce evine gitmek istiyordu. Adamı tutup da "dur hele şu paketi açayım, bakayım içinde herşey tam mı" demek de aklıma gelmedi doğrusu. Kapıyı kapar kapamaz ilk işim girişteki koltuğa oturup paketi açmak oldu tabii ki. Ne var ki korktuğum başıma geldi. Eksik! Da Vinci's Code eksik! Hemen Yurtiçi Kargo Şubesi'ni aradık adam geri dönsün diye ama telefondaki muhteremin sevgi dolu itirazları süresince kargocu her dakika biraz daha uzaklaştı bizden. Yurtiçi Kargo görevini bile yerine getirmezken bana iyilik yapacak değil tabii. Sonunda kargocunun geri gelmeyeceği kesinleşti.

Paketin içindekilere itiraz edebilme hakkımın saklı kalması için kargo görevlisinin yanında açmam gerektiğini, eksik veya zarar görmüş bir ürün varsa kargo görevlisinin bunu kayıt altına alması gerektiğini biliyordum ama adam koşar adım uzaklaşınca onu durdurmak gelmedi içimden, naapiyim.. Yapılacak tek şey D&R'ı aramaktı. Telefonu elime aldığımda saat 19:12'ydi ve ses kaydı, haftanın 7 günü akşam saat 19:00'a kadar arayabileceğimi söyledi. Bir kez daha yıkıldım. Son çare olarak D&R'a bir e-mail yazdım. Ya anlattıklarıma inanacaklar ve eksik kitabı gönderecekler, ya da ben kargoyu olduğu gibi onlara geri göndereceğim. Koliyi olduğu gibi geri göndersem içine bir kitap daha sığdıramazlar zaten.... Değil bir kitap daha, fazladan herhangi bir parça daha koyacak yer yok, yani olan kitabı çıkarıp da hiç konmamış gibi yapmam mümkün değil.  Kendi kutuları, kendi koli bantları...

E-mail'in cevabı ne zaman gelecek, çözüm nasıl olacak bilmem ama en kısa zamanda Yurtiçi Kargo merkez şubesine Kayseri'deki bu rezilliği anlatan bir mektup yazacağımız kesin.

3 yorum:

  1. İstanbul şubeleri güzel çalışıyor vallahi. şimdiye kadar hiç şikayetim olmadı ki yıllardır YK (İsmail) ile çalışıyoruz.
    şikayet etmekte gecikmişsiniz.

    YanıtlaSil
  2. Ankara'da iken ben de çok mutluydum YK ile ama Kayser'de durum aynı değil işte.

    YanıtlaSil
  3. İsmail YK'yı ben de çok severim. Ailecek hastasıyız. Bkz: Algı(i)da Seçicilik. :)

    YanıtlaSil

İki kelam etmeden gittiğinde üzülüyorum ben.