onur'cuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
onur'cuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Ocak 2009 Cumartesi

Pay it forward


İki kitap var elimde. Bi türlü karar veremedim hangisine başlasam diye. Biri malum, Pay it forward, OnurCUM'un önerisi; diğeri de kendime yılbaşı hediyem, Oz Büyücüsü. Seviyorum zaman zaman böyle çocuk kitapları okuymayı. Aslında sevmekten öte, ihtiyacım oluyor sanırım...

Evet evet, Portobello Cadısı bitti sonunda, gözünüz aydın. Ama çok etkiledi, beni benden aldı, bendeki beni arattı.. Bir fırsatta en azından altı çizili satırlarımı sizinle paylaştığım bir yazı yazmak istiyorum ama ne zaman olur, onu bilmiyorum işte...

Geçen gece elime aldım Pay it forward'ı, ilk paragrafı okurken uyuyakalmışım... Bugün boynumun bükük zamanlarında da Oz Büyücüsü el sallayıp durdukça raftan, ya acaba?? dedim... Acaba onu önceye mi alsam...

Ama az önce kesin kararımı verdim; yeni kitabımız; Pay it forward. Ama kapağı göründüğü gibi değil ne yazık ki filmden bi sahne koymuşlar sanırım, sinir oldum. Ama içi yıldız yıldız! :)

Hı? Zerrincim? Ah sen burda mıydın? Yok canıııım, değil tabii ki! Tabii ki değil! Pek tabii ki yeni kitabımız "seni çok seviyoruz cosmology" :)))

29 Aralık 2008 Pazartesi

HB2U!


Benim içim kararınca, kendimi bi garip hissedince, ve sanırım hep bir uyumsuz kalınca dünyaya... hep böyle zamanlarda okuyorum "iç"i; git gide içe yöneliyor, gittikçe içi görüyor, daha iyi anladığımı sanıyorum içi her seferinde... Mutlu zamanları paylaşamasan da her zaman gönlünce, en sıkıntılısı kendini anlaşılmaz hissettiğin yalnız zamanlardır ya, işte o zamanlarda hep yetişir bana bu "iç". Umarım sen de seversin, umarım sen de iç'inden bişiyler bulursun, umarım kendimi en çok bulduğum bu iç'i anlar, seversin sen de... İç'indeki tüm güzelliklerle, tüm güzelliğinle; nice mutlu, huzurlu yıllar senin olsun Onur'cuk, doğum günün kutlu olsun!



İpucu1: Uğurevler her neresi ise, size çok uzaksa, yarın tüm gün evde otur uslu uslu, kar yağışı fazla olunca sihirlerde gecikme olabiliyor. Yok yakınsa o zaman kalk git sihire yardımcı ol biraz.

27 Kasım 2008 Perşembe

Önüm arkam sağım solum sobeeee!

Bugünlerde blog aleminde neye el atsam piyango bana çıkıyor, hadi hayırlısı. Daha 3-4 gün önce, 'neymiş bu mim bi bakiim hele' dedim, mimlenenleri okudum vs. Şimdi ise sıra bende! Evet olgun olmam gerek ama değilim şekerim, değilim işte. Zaten baktım da bi, benim dışında günün blogu olanlar da pek öyle yaygara çıkarmamış benim gibi =) olsun ben mimlendiğim için de çok sevindim, hatta izninizle bi minicik sevinç nidası koymam gerek:
"YUPPİ YUPPİ YAA YUPPİ YAA YAA YEEE!"
Keza mimlendiğimi fark edince ağzımdan da ilk bunlar çıktı. Efenim mimimizi cevaplamaya başlamadan önce burdan tüm sevdiklerime... =)) yok yok, sadece bu sırada biraz sıkıntılı olan canımız pilli cadımıza enerji olsun diye...
özellikle long-lasting (ingilizce yazınca havalı oluyomuş=: uzun ömürlü) Duracell pillerinden armağan ediyorum ;)

1.Blog yazmaya ne zaman başladın?
18 Ağustos 2008, Pazartesi günü başlamışım efenim. Ama o blog bu blog değil, keza onu benden başka bilen gören duyan da yoktu sanırım. Çoook kızgın, kırgın zamanlarımda yazardım ona, sonra bir arkadaşımın ısrarı ile kendi domainim altında başladım yazmaya, sonra işler karıştı, tepem attı, iş inada bindi, blogger'a geçtim, aştım kendimi güzel insanlarla tanıştım, çok güzel oldu =)

2.Blog yazısı konularının belli bi çizgide olmasına özen gösteriyomusun?
Gösteriyorum ama yine de pek belli olmuyor sanırım =) Tanıdıklar girince işin içine, bir de yaşı küçük okuyucular olunca pek kötü örnek olmamaya çalışıyorum, hastalık üzüntü vs. gibi ters giden şeyleri de pek anlatmıyorum.. Son zamanlarda yeni bir blogda, çok daha nadir ve sanki bir stres topuymuş gibi, biraz yoğun, biraz şiddetli ve çok fazla içim ile ilgili yazıyorum ama devam eder mi bilmiyorum... belki orada da arkadaşlarım olursa devam ederim.

3.Blog yazmayı ne kadar sürdüreceksin?
İçimden geldiği kadar... Kimseye bağlı bişiy olmasını istemediğimi fark ettim geçen gün. Birisine kızdığım için blogu silmek veya inadına bişiyler yazmak istemediğimi farkettim. O yüzden tamamen içimdeki cadıya kalmış bişiy. Yakın zamanda bırakmak gibi bir niyetim yok, ama hiç belli de olmaz, bakarsınız witchie gitmiş, başka bir zaman başka bir isimle çıkıvermiş...kim bilir...

4.Blog yazmak senin için eğlenceli bir uğraşken, şimdi artan bekleyiş yüzünden senin için bir zorunluluk haline geldi mi ?
Hiç kimsenin benim blog entry'lerimi beklediğini sanmıyorum ki zorunluluk haline gelsin. Aksine sık sık yazdığım zamanlarda blogu takip eden insanları sıktığımı düşünüp, ah keşke takip etmeseydi ayıp olucak şimdi diyorum. Sanki iki de birde telefon edip insanları rahatsız ediyormuşum gibi geliyordu. Biraz zor oldu ama aştım artık, 'çok sıkılırlarsa takip etmezler canım. aaaaAAA! Abarttın yine!' dedim kendime =)

5.Blog yazmak için gün içinde bazı şeylerden feragat ediyor musun ?
Hayır, aksine blog yazmak bana zaman kazandırıyor bile diyebilirim. Çünkü bazı şeyler var ki kafamda döndükçe dönüyor, birbirine çarpıyor, yıkılıyor, sonra yeniden diriliyor, yaralar oluşturup beynimin içinde canımı acıtıyor. Halbuki yazdığım zaman, sanki eski bir dostla dertleşmişim gibi aklımdan çıkıp gidiyor, işime dönüyorum, biraz daha rahatlamış olarak devam ediyorum kaldığım yerden..

6- Bloga yazılan yazıları ve yorumları en fazla yazarının okuması gerçeği hakkındaki fikirlerin nedir ?
Son mimlenen 3-4 yazarın anlamadığı soruyu ben de ilk okduğum zaman anlamamıştım ama başta dediğim gibi birkaç gün önce bu konuyu keşfetmeye karar verdiğim zaman okuduklarımdan anladığım şu ki, bu soru benim gibi yorum sayısı iki elin parmaklarını geçmeyen yazarlar için değil de bir günde 30-40 yorum alan yazarlar için. Yine de cevaplayalım. Tabii ki diğer blogları okumak önemli bişiy, gazete okumak kitap okumaktan farkı yok. At gözlüğü takıp sadece kendi fikirlerini bilirsen, onlar etrafında dönüp durmaktan öteye gidemezsin.(bknz. kötü örnek(pc'nin sesini kıstıktan sonra tıkayın, aman diyim!)). Okuyacaksın, öğrenmeye açık olacaksın, eleştiri kaldırabilir olmaya gayret edeceksin ki her gün biraz daha o idea'ya yaklaşabilesin, idea'lar ülkesine daha yakın bir hale getirebilesin bu dünyayı. Ukalalıkla & kibirle bir yere varılmıyor, keza bu ikili beni pek bir itiyor.


Bu kadar basit sorulara benim gibi böyle uzun uzun cevap yazan kaç yazar daha var bilmiyorum. Pilli Cadı'ya bu güzel pası için teşekkür ediiiiiip, topuuuuuuuuu.... Onur'cuk'a atıyorum. Keza bu günlerde pek bi boş dolanıyor sanırım =)