
Çok kötü seviyorum ben, gerçekten çok kötü.. Hiç tahmin etmediğin birşeylere aşık olup hayran kalıyorum, şaşırıyorsun sen ama bilinçaltın şımarıyor.. Sonra da hiç tahmin etmediğin birşeylere öyle derinden kırılıyorum ki... kırılıyorum işte... Rüzgara karşı eğilip bükülmesini bilmeyen ağaçlar nasıl çatırdayarak kırılıp düşer, herkes şaşırır kalır; o koca cüssesiyle ve tüm heybetiyle dimdik dururken kimsenin aklına gelmeyen yıkılışı herkesi şaşkına çevirir... öyle yıkılıyor işte aşk benim içimde; dimdik duruyor herşeye, belki kimsenin eyvallah demeyeceği şeyleri tatlı bir tebessümle hoşgörüyor, ama sonra da tutup en olmadık yerinden kırılıyor en olmadık zamanda... Ve buna en çok aşık olduğum şaşırıyor...çünkü aşıkken ne kadar emin ve güçlü isem vazgeçtiğimde de öyle oluyorum... "bu kadar kısacık zamanda?" ...değil işte..öyle o kadar kısacık zamanda olmuyor o tükeniş... ama tükendi mi de...hem beni acıtıyor hem seni..
Fidanlar daha dayanıklı oluyor sanırım sert rüzgarlara ama dayanbilmek adına bir defa da olsa eğdiler mi boyunlarını, öylece eğri kalır da büyümeye devam ederlerse, canları da çok acıyor sanırım. Benim için öyle oluyor işte şimdi... Alışırlar mı zamanla içlerinde acıyla büyümeye yoksa kırılırlar mı bilmiyorum. Yanına destekler koyup gücünü artımalı, acısını azaltmalı öyle fidanların bence, yoksa çok sürmeden kırılır gibime geliyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
İki kelam etmeden gittiğinde üzülüyorum ben.