6 Nisan 2009 Pazartesi

sinek olmak istiyorum

Niye geldim diye dellenme be cadı, bi dur azcık hele! Sen buraya gelmedin ki, sen gideceğin yere varmadın ki henüz. Bi dur biraz, biraz bi sakin ol, biraz bi zaman be güzelim yahu...

Geçmeyen bir huzursuzluk var üzerimde. Geçmeyen, geçmek bilmeyen. Bonn'da değilmiş cenabetlik, burda da aynı şeyler var işte. Aslında burda daha çok olacağını biliyordum. Gideceğim ya işte..bakalım orda da olacak mı böyle...orda da geçmeyecek bu huzursuzluk diye çok korkuyorum, çünkü o zaman gidecek bir yer daha yok aklımda. Orda da geçmezse sesimi kesip işimi bitirip yeni yerler bulmam gerek kendime. Düşünüyorum da eskiden o çok huzur dolu olduğum zamanları, ne farkı vardı bugünümden diye...birincisi kesinlikle işimle çok meşguldüm, sürekli üretiyordum, sürekli birşeyler öğrenip insanlara öğretiyordum ve ikincisi çok mutlu bir ilişkim vardı, herkesin imrenerek baktığı, kimilerinin yolda çevirip nazar boncuğu taktığı... Onun dışında hayat aynıydı... Gidince... bakalım işim istediğim verimde olacak mı, bakalım bu DAY2009 macerası sayesinde aklımdakilerin birazını olsun gerçekleştirebilecek miyim, bakalım sevgili ve sevgili arkadaşlar ile aynı çatı altında olmak nasıl olacak... Heycanlı mıyım? Değilim.. Ama çok korkuyorum, öyle ki ödüm b.kuma karışıyor resmen. Ama bi yandan da aklımın bi kenarı hep aynı şeyi söylüyor beni sakinleştirmek için "tamam artık yeterince sıkıntı çektin, şimdi sıra güzelliklerde" diyor... Öyle mi? Bilmiyorum... Ben çok korkuyorum...

Böyle korktukça, böyle ne yapacağını bilmez hale geldikçe, hele bi de Bonn'da kimseye "gidiyorum" bile demeden çekip gittiğimi düşündükçe, kaybolmak istiyorum, yok olmak...ve sonra en iyisi diyorum, sinek olmak... Kimselerin sevmediği istemediği, gazeteyi rulo yapıp kafasına kafasına vurduğu bir sinek olmak; gidip en sessiz odadaki dolabın tavanla birleştiği yerdeki tozların arasına konmak, orda yaşamak istiyorum bir süre. Ne kadar bir süre? Bilmiyorum... kendi saçma iç sesimden öte umut verici bir şey daha bulamıyorum.. "Direnmek umuttandır" derler ya, direnemeyişim belki de umutsuzluğumdandır diye düşünüyorum.. Ben yok olmak istiyorum...sinek olmak...

2 yorum:

  1. sen sopa istiyorsun bence. cadı, sen gibi hiperaktif birinin huzursuz olması biraz doğal gibi, sen sürekli birşeyle meşgul olmalısın. dur bi sakin, 3 vakte kadar iş yoğunluğu artar, başlarsın gülümsemeye.

    YanıtlaSil
  2. evet evet kesinlikle bana ağır bi iş yoğunluğu lazım umarım üçtebir vakte kadardır :)

    YanıtlaSil

İki kelam etmeden gittiğinde üzülüyorum ben.