yüzünün haritasını çizsem avucuma
ya da yüzün parmakizim olsa
ve gün gelse o kadar içine işlemiş olsam ki
avucumda sakladığım haritanın her kırvımında
beni saklıyor olsan
gözlerinin karasında olsam mesela
beyazındaki ince damarlarda
bıyıklarındaki kızıl tek tük tanelerde
ve göz kırpışlarındaki sıklıkta saklasan beni
beni kendinde saklıyor olsan
şiirimsi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
şiirimsi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
17 Şubat 2009 Salı
kelebekler
minik kelebekler ordan
veya belki de
tüm o gözyaşlarımın çıktığı delikten
girmiş içime bi şekilde
ve tam karnımda başlamış ilk uçuşlarına
midemin duvarlarına çarpa çarpa
sonra günler olmuş
ben ağzımı açıp nefes alamamışım senden
ve kararmış içim
duvarları göremez olmuş kelebeklerim
karanlığın kötülüğü sarmış kanatlarını
yeşil ve yapışkan bir sıvıya bulanmışlar
uçamamışlar
nefes alamamışlar
ölmüşler içimde
midem ölü kelebekler mezarlığı olmuş
ve sen farketmemişsin mesela
ve mesela çok sonra farkettiğinde
ve onları diriltmek için dile geldiğide
artık o kadar geç olmuş ki
mezarlık bulunamamış bile
veya belki de
tüm o gözyaşlarımın çıktığı delikten
girmiş içime bi şekilde
ve tam karnımda başlamış ilk uçuşlarına
midemin duvarlarına çarpa çarpa
sonra günler olmuş
ben ağzımı açıp nefes alamamışım senden
ve kararmış içim
duvarları göremez olmuş kelebeklerim
karanlığın kötülüğü sarmış kanatlarını
yeşil ve yapışkan bir sıvıya bulanmışlar
uçamamışlar
nefes alamamışlar
ölmüşler içimde
midem ölü kelebekler mezarlığı olmuş
ve sen farketmemişsin mesela
ve mesela çok sonra farkettiğinde
ve onları diriltmek için dile geldiğide
artık o kadar geç olmuş ki
mezarlık bulunamamış bile
Labels:
kelebekler,
şiirimsi
16 Şubat 2009 Pazartesi
Öznel
omuz başlarından öpmeye başlayan sevgiliyi özledi tenim
belki o ilk öpüşle ikincisi arasındaki zamanda oldu tüm o aşk dedikleri
kimisi hemen kondurdu ikinciyi
kimisi bir kez daha öpmeye kıyamadı bir süre
ve her seferinde farklı oldu o aşk
sırf o iki öpüş arası farklı oldu diye
gözlerime bakmaya çekinir ya kimi sevgili
kimileri alışamaz çok uzun zamanlarca
sonra bir gün kendisi, benden sonra farkeder
artık hiç duraksamadan taa dibine kadar bakabildiğini
gözlerimin aslında onu ona en iyi anlatan kahve tadı olduğunu
yudumlar belirler mesela aşkı bir de
dudağından dudağına
dokunduğunda oluşan çizginin inceliği
ve bir de
dudağının neresinden öptüğü belirler aşkı
ben en çok, ağzının kenarını severim mesela
tüm o masumane öpüşler ordan olsun isterim
ama içime almak için kavrulduğum günlerde
beni öpeceğin en yanlış yer olur ağzımın kenarı
belki o ilk öpüşle ikincisi arasındaki zamanda oldu tüm o aşk dedikleri
kimisi hemen kondurdu ikinciyi
kimisi bir kez daha öpmeye kıyamadı bir süre
ve her seferinde farklı oldu o aşk
sırf o iki öpüş arası farklı oldu diye
gözlerime bakmaya çekinir ya kimi sevgili
kimileri alışamaz çok uzun zamanlarca
sonra bir gün kendisi, benden sonra farkeder
artık hiç duraksamadan taa dibine kadar bakabildiğini
gözlerimin aslında onu ona en iyi anlatan kahve tadı olduğunu
yudumlar belirler mesela aşkı bir de
dudağından dudağına
dokunduğunda oluşan çizginin inceliği
ve bir de
dudağının neresinden öptüğü belirler aşkı
ben en çok, ağzının kenarını severim mesela
tüm o masumane öpüşler ordan olsun isterim
ama içime almak için kavrulduğum günlerde
beni öpeceğin en yanlış yer olur ağzımın kenarı
Labels:
aşık witchie,
aşk,
şiirimsi
13 Şubat 2009 Cuma
koyu

biyerlerde kaybolmuşum gibi
bir korku var içimde
sanki elini soksan
yüreğini karıştırsan
sanki beni biraz arasan
elinle koymuş gibi bulsan
beni bulup yukarı çıkarsan
geçer sanki bu korku
gerçer elbet geçer bir gün
ama huzuru kaybetmiş gibi içim
gördüm ki zamanla ben de eksildim
eskimeden bulunmuyor mu?
eksilmeden olmuyor mu?
geçer elbet bu korku
eksildikçe geçer bu da
eskidikçe umursamam bunu da sonunda
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)