11 Mart 2009 Çarşamba
Aşk: 19'undan 25'ine
Doğru ya da yalnış olabilir ama gerçek şu ki aşıksanız mutlaka sevgilinizin etkisinde kalıyorsunuz. Hele ki 19'unuzdaysanız... Onun doğrularını kabullenmekte zorlansanız da bunu görmezden gelebiliyorsunuz, ve kendinizi "hemen kabul ettim, ne derse yapıyorum" düşüncesinden korumak için konu her ne ise önce üzerinde epeyi kafa yoruyor sonra yine eninde sonunda onunla hem fikir oluyorsunuz. Sonra üstünden zaman geçiyor, bakıyorsunuz ki, değişemezsiniz. 19'unuzda bile olsanız, değişmek, ilişkiye ve olaylara bakışınızı değiştirmek, öyle aşık olduğunuz bir adama hayatınızı adamak falan, bir yerden sonra tüm gerçekçiliğini yitiriyor. Çünkü genellikle 19'unuzda hayatınızı adamayı seçtiğiniz adam çok büyük bir olasılıkla doğru adam olmuyor...
Gözümün önünde, 19'unda bir kız çocuğu, doğrularını ve hayatını değiştiriyor sevdiği adam için... Hiçbirşey demiyorum, çünkü anlamı yok. O aşık, ve o inanıyor. İçimden geçirdiğim tek şey, umarım canı çok acımaz, umarım "değmezmiş" dediği şeylerin sayısı az olur, umarım tüm "ilk hayal"lerini o adamda tüketmez. Yok hayır, aşık olduğu adam kötü birisi değil ama aşk, ve aşk için feda edilebilecekler gerçekten sınırsız ve gerçekten aptalca. Aşk için bişiyler feda etmek aptalca değil ama neyi kim için feda edeceğini doğru bilmek gerek. Ve ne yazık ki 19'unda aşık olunca insan bunu doğru göremiyor.
Aman tanrım ne kadar uyuz oldu bu satırlar... Bana da söylendi bunlar, ben en azından anlayamaya çalışarak dinledim o zamanlar, ve öyle bi hale geldi ki, "kızım yanlış yaptığını bile bile devam ediyosun yaa... hay ben senin bu kalbinin içine..." diye düşünsem de, devam ediyordum bildiğimi okumaya. Ne oldu? Sonunda farkettim ki gerçekten değmezmiş, çünkü birbirimiz için doğru insanlar olmadığımız çok aşikarmış ama biz körmüşüz çünkü aşıkmışız...
Şimdi? Şimdi de canımı vermem gerekse bi an düşünmem(gerçi bu benim zaten işime gelir de o ayrı mesele:) ) Ama şimdi şunu biliyorum, "hadi şunu yap" dese hiç düşünmeden yapacağın insan aslında zaten sana asla onu demeyi aklından bile geçirmeyecek insandır. Ama derse de yapar mıyım? Hiç düşünmeden! E o zaman ne değişti? Şu değişti: öğrendim ki...
... doğru insan diye bir insan varmış gerçekten
... herhangi birisini seçip hayatta çok sevebilirmişsin ama çok sevmek mutlu olmak için yeterli değilmiş
... doğru insan zaten kendinden fedakarlık yapmanı beklemeyenmiş
... senin içinden gelenler ile onun içinden gelenlerin örtüştüğü kimseymiş asıl sana huzur verecek olan
... kimseyi değiştirmek veya kimse için değişmek, istesen de, içinden gelse de doğru değilmiş; çünkü mümkün değilmiş insanın hamurunu baştan yaratmak: Seramik hamurundan yapamazsın şehir merkezine koyacağın heykeli; veya mantı yapmak için yola çıkmışsan ondan un kurabiyesi çıkartamazsın ne kadar uğraşsan da
... aynı şeylere gülebildiğin ve bilmediklerini söylemekten çekinmediğin insanmış doğru insan
... ortak ilgi alanları yaratmaya çalıştığın değil, hali hazırda ortak ilgi alanlarının olduğu; ve içinden gelerek onun ilgisini çeken şeyi merak edip öğrenmek istediğin adam, içinden gelerek senin saatlerini ayırdığın şeyi merak edip öğrenmek isteyen kadınmış doğru insan
... gözünün içine bakıp da aklını okuyabilir hale gelene kadar da, hiç utanıp çekinmeden tüm dürüstlüğünle ve tüm cesaretinle, olabilecek herşeyi göze alarak doğruları söylediğin, ve yaptığın yanlışlarda seni yargılamak yerine seni anlamak için çaba sarf eden insanmış
... o öyle düşünüyor diye kendi düşünceni değiştirmen veya onunkini değiştirmeye çalışman değil, farklılıklarınızın tadına vararak bunu da bir paylaşım malzemesi haline getirebilmekmiş doğru olan
25'inde işte, bakıp da karşındakine, bunları göremiyorsan, ama yine de için kıpır kıpır oluyorsa, buna reğmen "seviyorum ama yanlış!" diyip, aklını başına devişirip, yollarını ayırıyormuşsun zor da olsa... 19'undan farklı olarak, bildiklerini uyguladığın yaşmış 25.
İlk çeyrek asırımda bu dünyada, aşka dair, ilişkilere dair bi dolu şey öğrendimse işte bi kısmı da bunlar...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
İki kelam etmeden gittiğinde üzülüyorum ben.